5 ve 27. haftalar arasındaki süreçte, gerek G.Saray gerekse Beşiktaş sadece 4 kez aynı haftayı üç puanla kapattı. Diğer bölümde ise birinden biri hep puan kaybedince ikisinin de F.Bahçe'yi yakalama gibi bir şansı olamadı Gelin basit bir matematik işlemi yapalım. Fenerbahçe zirveyi 5. haftada ele geçirdi. Yani Beşiktaş'ın G.Saray'a 3-0 yenildiği haftada. Yarışın hep içinde olan iki ezeli rakibin kapışmasının hemen ardından. Peki bu iki takım neden yeniden zirveye çıkamadı? Bakalım... 5 ve 27. haftalar arasındaki süreçte hem G.Saray'ın hem de Beşiktaş'ın sadece 4 kez aynı haftayı üç puanla kapattığını görüyoruz. Diğerlerinde ise her hafta ikisinden biri ya da ikisi birden hep kaybederek durumu kötü bir alışkanlığa dönüştürdü. Peki istatistiği açalım öyleyse. 6. hafta: G.Saray 2, Beşiktaş 3 puan yitirmiş. 7. hafta: Beşiktaş kazanmış, G.Saray kaybetmiş. 8, 9 ve 10. haftalar G.Saray kazanmış, Beşiktaş 2 puan bırakmış. 11. hafta Beşiktaş galip, G.Saray mağlup. (Üstelik F.Bahçe'ye) 13. hafta ikisi de berabere. 14. hafta: G.Saray galip, Beşiktaş berabere. 15. hafta: Tam tersi. Yani Beşiktaş galip, G.Saray berabere. 17. hafta: Beşiktaş mağlup. 18. hafta: İkisi de berabere. 21. hafta: G.Saray berabere. 22. hafta: 3-0'ın rövanşında yine G.Saray galip. 23. ve 25. hafta: İkisi de berabere. 26. hafta: G.Saray mağlup. 27. hafta: İkisi de berabere. Hal böyle olunca. İkisinin de zirveye yanaşması pek mümkün olamamış.
Bir tuhaf istatistik daha. G.Saray Antalyaspor'un ardından ligin en çok berabere kalan takımı. Antalyaspor'un 1 puan sayısı: 12. G.Saray'ın ki ise 11. Ancak dipten kurtulmaya çalışırken, G.Saray 2. sırada. Bunda da haftalardır yazılıp çizilen G.Saray'ın dış saha performansının büyük etkisi var. Çünkü 11 beraberliğin 9'u deplasmanda alınmış. Bu meselede de kuşkusuz iç ve dış saha gol oranları arasındaki dev fark belirleyici etken olarak göze çarpıyor. Hatta bunu F.Bahçe için de söyleyebilmek mümkün ama sarı-lacivertlilerin benzer averajı avantaj olarak haneye yansımış.
Tabii ki tüm bunların sebep kısmına birçok hadiseyi dahil edebiliriz. Teknik değişiklik, sakatlıklar, saha problemleri, taktiksel hatalar, birçok kulvarda mücadele etmek vb... 3 Temmuz sürecinden bu yana birçok sıkıntıyı göğüsleyen F.Bahçe ise yukarıdaki maddeler arasında daha avantajlıydı ki bu da zaten sıralamaya yansıdı.
Son söz: Bu hafta yine derbi var. Gerilimin yine tavan yaptığı bir sezonda birşeyleri değiştirmek için aslında çok iyi fırsat. Graeme Souness bir vakit, "Hayatla ilgili herşeyi baba filminde bulabilirsiniz, futbolla ilgili herşeyi ise bir derbide" diye bir laf etmişti. Evet derbilerde çok şey gördük. Ama bizim ülkemizde hala birçok şey eksik. "İki takım taraftarının aynı statta maçı izlerken, sahaya çıkan oyuncuların el ele tribünleri selamlamasını gördüğüm an 'tamam' diyeceğim" Onca öfke köpürten mesaj arasında abartılı bir istek gibi duruyor biliyorum. Ancak büyüklerimizin anlattığı o anıları, geçmişten o maç notlarını okudukça inanın çok kıskanıyorum. Haydi ne olur, bir kere de şaşırtın bizi. İyi haftalar...