• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Mali piyasalar yolunda ya reel sektör? CAHİT SÖNMEZ

Mali piyasalar yolunda ya reel sektör?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19.01.2010, 00:00
Küresel kriz sürecinde mali sektör ile reel sektörün ayrı dünyalar olduğunu daha berrak bir şekilde gözlemledik. Hani denir ya ayrı telden çalıyorlar diye, aynen öyle. Oysa ekonomiyi oluşturan bu iki temel sektörün bir uyum içinde eşanlı seyir izlemesi gerekiyor. Tabi, mali sektör çoğunlukla amacı dışında kullanıldığı için paralellik bozuluyor.
Aslında sistem şöyle çalışmalı...
Fon olarak tanımladığımız mali kaynaklar hisse senetleri, tahvil ve bono gibi menkul kıymetler ile mali piyasalarda toplanıp, buradan firmalara yatırım harcamaları, bireylere de tüketim için aktarılmalı. Daha açık bir ifadeyle, toplumun tüm kesimlerindeki kaynaklar mali piyasalara çekilip ardından reel sektöre yani gerçek ekonomiye sunulmalı. Eğer reel ekonomiye kaynak girişi olmaz ise, firmalar üretim, bireyler ise tüketim yapamazlar.
Şimdi mevcut duruma bakalım...
Tamamen kaldıraç etkisiyle şişmiş ve deforme olmuş mali piyasalar diğer tarafta gelişmiş ülkelerce pompalanmış likidite ile finansman ihtiyacını gidermeye çalışan reel ekonomiler.

PİYASALAR RAHAT!
2000 sonrası, cepteki paranın ya da sahip olunan menkul kıymetin kat be katı işlem yapma imkanı, artı kısa sürede inanılmaz karların söz konusu olması mali piyasaları amacından saptırdı. Son yıllarda casino gibi renk renk ışıklar, makinelerden dökülen para seslerinin dışında bir görüntü vermiyor küresel mali piyasalar.
Krizin çıkmasında büyük rol oynayan mali piyasalardı. Konut kredileri ve kredi alacaklarına karşılık ihraç edilmiş "ipoteğe dayalı menkul kıymetler" yangını ateşlemişti. Sonrasında reel ekonomileri sarmıştı alevler. Şimdilerde mali piyasalar "tereyağından kıl çeker gibi" sıyrıldılar. Ama, ateş hararetini kaybetmiş olsa da yangın devam ediyor reel sektörlerde.
Önemli bir gerçeğin altını da çizmemizde fayda var. Mali piyasalardaki sorunlar dolaylı etkileri göz ardı edersek, çoğunlukla ve doğrudan sadece piyasa aktörlerini etkiliyor. Oysa reel ekonomilerdeki sorunlar tüm halkı doğrudan etkiliyor. İşsizlik, alım gücünün düşmesi ve hayat standartlarındaki azalmalar...

3.1'LİK BÜYÜME

Geçen hafta, IMF Başkanı Strauss-Kahn mali piyasaların krizden kurtulduğunu, reel ekonomilerinin beklenenden daha hızlı toparladığını söyledi. IMF'nin web sitesindeki basın açıklamasında, 2008 yılının normal geçtiğini, 2009 yılının ekonomiler için ittifak yılı olduğunu ve bu yılın ise dönüşüm yılı olacağını vurguluyor. Çözüm olarak da, ekonomideki düzenlemesizliğin (deregulation) bazı hukuki altyapı ve politikalarla giderilmesi gerektiği önermesinde bulunuyor. Aynı zamanda, ülkelerin farklı hızlarda krizden çıkmaya çalıştığı, özellikle Asya coğrafyasındaki gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomi üzerinde dinamo görevi gördüğünü de ekliyor. Her şey yolunda giderse, 2010 yılında ortalama büyüme oranını da yüzde 3.1 olarak bekliyor Başkan Kahn.
Aslında, özel kesim talebinin büyüme içindeki katkısına ve işsizlik rakamlarına baktığımızda, toparlanmanın hiçte IMF Başkanı'nın söylediği gibi hızlı olmadığını görüyoruz. Çünkü, henüz özel kesim tüketmiyor, firmalar da yatırım harcaması yapmıyor. Reel ekonomilerin kazandığı ivme kamu kesimi harcamalarından geliyor. İkinci faktör olan işsizlik de durum daha da vahim. Bir çok ülke işsizlikte iki haneye dayandı.
Sözün özü, mali sektör her şeyi bir çırpıda unuttu ve yola devam ediyor. Reel ekonomilerde ise kırılganlıklar ne yazık ki sürüyor...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA