• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
İstihdam hangi noktada? CAHİT SÖNMEZ

İstihdam hangi noktada?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17.06.2011, 00:00
Mart ayı "Temel İşgücü Verileri", işsizlik oranının biraz daha gerilediğini gösteriyor. TÜİK'in yayımladığı istatistiklere göre, 2011 Mart ayı itibariyle işsizlik yüzde 10.8'e düştü. Geçen yılın aynı döneminde işsizlik 13.7 seviyesinde idi. Bu aralar büyüme de sevindiriyor, işgücü verileri de... Aslında küresel krizde yitirdiklerimizi birkaç yıldır kazanmaya çalışıyoruz desek yeridir. Yani, krizde kaybettiğimiz "eşekleri" buluyoruz ve seviniyoruz.
Neyse, biz son rakamlara göz atalım...
İşgücü verilerinin analizinde bazı noktalara dikkat etmemizde fayda var. Özellikle, kırsal kesimdeki istihdam bilimsel normlara çok uymuyor. Aile işçisi gibi tanımlanmış, çalışsa da çalışmasa da çalışıyor gibi görünenler var... Bu yüzden kırsal kesim, Türkiye geneli işsizlik rakamının gerilemesine önemli katkı yapıyor. Dolayısıyla, kentsel kesimde ne olduğuna bakalım...
Kentsel kesimde işsizlik oranı yüzde 12.6 düzeyinde. Tarım dışında ise yüzde 13'e çıkıyor işsizlerin oranı. Gençlerde durum daha da kötü. Toplam gençlerde işsizlik oranı yüzde 19.3 iken, kırsal kesimi çıkardığımızda kentsel kesimde işsiz olan gençlerin oranı yüzde 21.2'ye yükseliyor.
İstihdamda geldiğimiz noktayı görmek için dikkat çeken bazı verilerde şöyle:
* Kendi hesabına çalışanlar azalmış, ücretli ve yevmiyeliler artmış. Zaten, çek senet geri ödemelerindeki artış, kapanan iş yeri sayısı gibi veriler bu gerçeği kanıtlıyor.

KAYIT DIŞI YÜKSEK
* Eğitim arttıkça istihdam düşüyor. Okuma yazma bilmeyenler ile ilkokul mezunlarında istihdam artmış, buna karşın diğerlerinde hafif bir azalma dikkat çekiyor.
* Çalışanların yüzde 41.3'ü sosyal güvenlikten mahrum. Neredeyse çalışanların yarısı kayıt dışında, sosyal güvencesi olmadan çalışmayı kabul ediyorlar. Kayıt dışı olduğu için büyük oranda taşeron işçi ve asgari ücrete razı olmak zorunda kalıyorlar.
* Geçmiş verilerde olurdu, bu aykinde göremedim. Kamu kesiminde istihdam edilenlerin sayısı. Yaklaşık 3 milyon civarında idi. Sanırım biraz yükselmiştir kamu personel sayısı. Yeni bakanlıkların kurulmasıyla 180 binin üzerinde istihdam sağlanması öngörülüyordu, bu eklemeyi de yapalım.
Genel olarak istihdam yapısına baktığımızda sosyal boyutunun zayıf olduğunu ve ekonomiye yaptığı katkının sınırlı kaldığını gözlemliyoruz.

SOSYAL BOYUTU ZAYIF

Öncelikle, asgari ücreti baz aldığımızda, işgücünün çoğunluğunun 600 TL gibi bir gelire talim etmek zorunda kaldığı gerçeği çıkıyor karşımıza. Tabi bu durumda, tüketim yapabilmesi için kredi ve kredi kartlarını kullanmak zorunda kalıyor. Daha açık bir ifadeyle, geliri düşük olduğu için iç talebe katkıyı ancak borçlanarak yapabiliyor. Tasarruf derseniz, iç tasarruf oranından böyle bir iktisadi olgunun yanından bile geçemiyor ne yazık ki. İç tasarruf oranımız yüzde 14'ler civarında. İç tasarruf oranı düşük kalınca beraberinde yabancı sermaye ihtiyacı da yükseliyor. Sonra gelsin cari açık...
İşverenin işine taşeron işçiler geliyor. Çünkü, maliyeti aşağı çekebiliyor bu yöntemle. Her yıl sözleşmeyi yenilediği için, tabii yeni sözleşmede yeni ticari unvan devreye giriyor ve böylece kıdem tazminatları birikmiyor. Aynı zamanda, yılda sadece 8 gün tatil yapma hakkı kazanıyor. Sendikaya üye olabiliyor mu? Bırakın üyeliği aklının ucundan bile geçiremiyor.
Sonuçta, işsizlerin sayısı düşüyor, işsizlik oranı da azalmış oluyor. Ancak, böyle bir istihdam yapısında, işsizler kısmından çalışanlar kısmına kişi aktarımları iktisadi açıdan çok anlam ifade etmiyor. Tabi, çalışanlar sosyal boyutu olmayan bu istihdamdan memnunlarsa, bize de bir şey söylemek düşmez.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA