• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Enflasyon faiz ilişkisi CAHİT SÖNMEZ

Enflasyon faiz ilişkisi

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06.06.2014, 00:00
Merkez Bankası faiz tartışmalarında enflasyon faktörünü öne sürerek aldığı kararların doğruluğunu kanıtlamaya çalışıyor. Mayıs enflasyon verileri açıklandığında açıkça haksız olmadığı görülmüş oldu. Gerçekten beklediği gibi enflasyon rakamları zirve yapmış geçen ay. Bir beklentisi de Haziran ayından sonra zirveden aşağı doğru geleceği yönünde. Umarız bu beklentisinde de yanılmaz...
Enflasyonun geldiği noktayı analiz edelim ve satır aralarındaki detaylarla faizleri ilişkilendirelim...
En çarpıcı veri işlenmemiş gıda grubunda gerçekleşmiş. Geçen senenin Mayıs ayında yüzde 5.48 seviyesinde olan grup bu yılın eş döneminde resmen üçe katlamış yüzde 17.14'e çıkarak. Alt grupta yer alan taze meyve sebze fiyat artışları geçen sene yüzde 2.33 iken 2014 Mayıs ayında 15.29'a tırmanmış. Sorun sadece işlenmemiş gıda da görünmüyor. İşlenmiş gıda grubu da coşmuş... Yüzde 8.19'dan 11.57'ye çıkmış.
Dayanıklı tüketim malları resmen roket gibi fırlamış. Geçen yılın Mayıs ayında yüzde 0.81 olan bu gruba ait enflasyon oranı geçen ay yüzde 15.08'e uçmuş. Hiç mi düşen yok derseniz çok kısa olur yanıtım; sadece enerji grubu yüzde 6.24'den yüzde 4.62'ye gerilemiş.

ALIM GÜCÜ
TÜİK'in belirlediği TÜFE sepetinden üretilen enflasyon rakamını kısa süreliğine bir kenara koyalım ve şu tespitlerin altını çizelim... Yoğun olarak tükettiğimiz ürün gruplarındaki fiyat artışı mevcut faiz oranlarının belirgin bir şekilde üstünde kalıyor. Yani enflasyon arındırıldıktan sonraki faizler ne yazık ki negatif düzeyde. Dolayısıyla, bir kişi bugün alabileceği dayanıklı tüketim malını öteleyip banka mevduat hesabına yatırsa ya da devlet tahviline yatırım yapsa dönem sonunda elde edeceği getiri ile o malı alamayacak. Düşen alım gücü yüzünden... Kısacası negatif reel faizler tüketimi tetikleyebiliyor.
Aslında Merkez Bankası geçen ay 50 baz puan politika faiz oranında indirim yaparak bir risk almış oldu. Bu aksiyonu da nasılsa enflasyon Haziran'dan sonra gerileyecek öngörüsüne dayandırdı. Bir de yabancı sermaye akımlarının yeniden Türkiye'ye yönlenmesi faktörünü de avantaj olarak değerlendirdi.
2 yıl ile 10 yıl vadeli tahvillerden türetilen getiri eğrisinin negatif eğime dönmesi piyasa aktörlerinin Merkez Bankası'ndan memnun olduğunu gösteriyor. Daha doğrusu beklentileri çok iyi yönlendiriyor ve piyasaların önünde yer alabiliyor Merkez Bankası. Oysa faiz indiriminde zamanlama hatası yapsaydı tam tersi, Merkez Bankası piyasa aktörlerinin arkalarından gelmek zorunda kalacaktı. Düşünün bir at arabasını.. Araba önde at arkada...

İNDİRİM MESAJI
Sonuçta kontrolü elinde tutan Merkez Bankası geçen ay yüzde 10.61 seviyesine kadar çıkmış olan özel kapsamlı TÜFE'nin inişe geçmesiyle faiz indirim adımlarının devamını getirmeye hazırlanıyor. Aynı zamanda şeffaf bir şekilde bunun mesajını vermeyi de ihmal etmiyor. Güvendiği nokta ise ithal mallar üzerinde kur unsurunun olumsuz etkisinin azalmış olması. Unutmayalım... Kurlar aşağı giderken ithalatın nimetlerinden yararlanmıştık. İthalatın ucuzlaması temel girdiler yoluyla enflasyona olumlu katkı yapmıştı. Özellikle maliyet enflasyonu göstergesi ÜFE'de belirgin düşüş olmuştu. Kurların düşüşü enflasyona olumlu yansıyordu ancak yerli aramal ve hammadde üreticileri Çin ve Hindistan'ın vahşi rekabetine karşı kendilerini koruyamıyorlardı. Geçen yıl itibariyle kurların yükselişe geçmesi bu olumlu etkinin tamamen olumsuz yöne kaymasına neden olmuştu.
Sözün özü Mayıs ayı enflasyonu Merkez Bankası'nın boşa temkinli indirim yapmadığını gösterdi. Enflasyon marj açtıkça faiz indirimlerinin de devamına tanık olacağız önümüzdeki aylarda...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA