Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı, kurulması planlanan "Gemi Hizmetleri ve Trafik Gözetleme İstasyonu" için İzmir Orman Bölge Başmüdürlüğü'ne başvurdu.
Tahsis edilmesi istenen saha da Atatürk Ormanı içinde...
Yazışmalar birbirini izledi ve sonunda Denizcilik Müsteşarlığı adına inşaatı yapacak firma tarafından 92 okaliptüs ve fıstıkçamı ağacı kestirildi.
Burası İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin Hatıra Ormanı alanı içindeydi ve kestirilen ağaçlar da hakkın rahmetine kavuşmuş gazeteciler adına dikilmişti.
Ve o günden sonra kızılca kıyamet koptu.
Protesto mesajları birbirini izledi.
Siyasi parti temsilcileri ayağa kalktı.
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ da, bu ağaç kesimine karşı olduğunu açık açık ilan etti.
***
İşte, ortalığın kızıştığı bir anda MHP'nin Bayraklı İlçe Başkanı Taşkın Işık ile yine MHP'nin Bayraklı Belediye Başkan adayı Mehmet Toptaş, "ellerinde birer belge ile" ortaya çıktılar ve şu iddiada bulundular:
"Bu ağaçlar Bayraklı Belediyesi'nin bilgisi dahilinde kestirilmiştir."
***
Kararı İzmir 1 No.lu Kültür ve Tabiat Varlıkları'nı Koruma Bölge Kurulu vermişti.
Karar tarihi, 9 Haziran 2009, numarası da 4132...
Bu kararı izleyen Kurul içinde Bayraklı Belediyesi'ni temsilen Filiz Emre vardı va Filiz Hanım da, "Kabul" diye imzayı basmıştı.
Toptaş ve Işık şimdi ellerinde bu belge, Bayraklı Belediyesi'nin cevabını bekliyor.
Basın dünyasından bir Celal Yılmaz geçti
Celal Yılmaz, basın alemine "Merhaba" dedi, gerisini getirmeye zaman bulamadı.
Çok genç yaşta aramızdan ayrıldı.
Örnek bir yaşam biçimi vardı.
Gazeteciliğin gerektirdiği hızlı yaşam ile özel dünyasının asudeliğini maharetle birleştirmiş biriydi Celal.
Kader O'nu en verimli çağında aramızdan aldı.
9 yıl önce kaybettiğimiz Celalimizi bugün de rehmet ve sevgiyle anıyoruz.
1952 yılında Gönen'de dünyaya gelen Celal, mesleğe Ege Ekspres Gazetesi'nde başladı. Demokrat İzmir, Cumhuriyet ve Anadolu Ajansı'nda uzun yıllar çalıştı.
Ölüm hayatın gerçeği
Ve ayakta karşılamak gerekiyor O'nu, son konuğu.
Ayakta, dimdik, heybetli, vakur ve oldukça onurlu.
Ama sırayı bozmadan.
Celo ayakta karşıladı ölümü, dimdik, heybetli, vakur ve oldukça onurlu.
Ama sırayı bozdu.
'Ölüm yorgunluk gidermektir sadece' derdik.
Celo şimdi yorgunluk gideriyor.
Seni yüreğimizde saklıyoruz Celo, seni yüreğimizde.
Okan Yüksel
Başaklara acıdı kara toprak
'Sevgili Celal Yılmaz'ın anısına'
İlkin çaresizlikten duvarlar örüldü
denizlerin suları çekildi ardından
yıldızların yaprak dökümü başladı
bulutlarsa ağladı, ağladı, ağladı
başaklara acıktı toprak
sözünde durmadı kuşlar
soğuk boşluğunda odaların
gizli bir yalnızlığa unutuldu çocuklar
Aykut Poturoğlu
laflama
* Hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi umursamaz. Eeee kaçın kuralsızı.
* Ben hayata sıfırdan değil, sıfırın altında başladım. Uludağ'da kayak hocası olaraktan.
* Toplumda iyi bir "poz-isyon"u var. Fotomodeldir kendisi.
* Kimi insanlar "klas"tır, kimileri de "kalas."
* Öküz öldü, hatta helvası bile dağıtıldı.
* Demek, Dışişlerine ataşe oldun ha! Bundan iyi Şam'da büyükelçi.
* "Kas" yapacağına, "kat" yapsaydın ya şaşkın.
İbrahim Ormancı'dan
fıkra
Kediyi salıver
Ayşe ile Fatma evde kalmış iki kardeşti. Namuslarına da çok düşkündüler. Bu yüzden tek can yoldaşları Tekir isimli kediyİ bile dışarıya bırakmazlarDI. Derken, kırkından sonra Ayşe'nin kısmeti açılır ve iç güveyi aldıkları biri ile evlenir. Gece Ayşe ile damat odasına çekilir. Aradan bir saat kadar geçer, birden oda kapısı açılır ve Ayşe bağırır:
"Fatma, Fatma kediyi hemen dışarı salıver. Dünya varmış be...."