• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
İzmir Fuarı ve bir demet anı ERKİN USMAN

İzmir Fuarı ve bir demet anı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23.08.2013, 00:00
Eskiden 20 Ağustos tarihi bizim için önemli bir buluşma durağıydı. Çünkü sadece İzmirliler değil tüm Ege, İzmir Fuarı'nın açılışını iple çekerdi. İç turizm canlanır, 20 Ağustos-20 Eylül arası bir ay süreyle zengini, fakiri herkes eğlencenin, mutlu saatler geçirmenin tadını doyasıya yaşardı. Elbette ihtisas fuarları da önemli, ama ben fuar denilince bizim çocukluğumuzun, gençliğimizin geçtiği bundan yarım asır öncelerini, "Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer" diye tatlı tatlı anımsıyorum ve de yetkililer kusura bakmasınlar, yapılaşmayı ve doğal güzelliklerden uzaklaşmayı bir türlü içime sindiremiyorum.
İzmir Fuarı Türkiye'nin eğlence dünyasının da doğal merkezi haline gelirdi. Gazinolar dolar taşar, ülkenin en ünlü sanatçıları, şovmenleri Fuar'a koşardı. Büyük sanatçıları birebir izleme imkanını bulamayanlar Fuar'daki banklara, çimenlere serilir, dışarı taşan müziğin zevkini paylaşırlardı.
Genelikle Namık Kemal Lisesi'nin karşısında 26 Ağustos Kapısı'ndan girerdik içeri, solda Tariş'in buz gibi şırasından içmeden geçmek olmazdı. Sonra sırada birdenbire dev Sovyetler Birliği Pavyonu'yla karşılaşırdık. Hem de uzaya giden ilk astronot Yuri Gagarin'in posterleriyle. Hindistan Pavyonu'na giderdiniz sanki Yeni Delhi'yi gezmiş gibi olurdunuz. Almanlar da araba sanayiinde Mercdes, BMW ve diğerlerinin son modelleriyle adeta bir "oto şov" sergilerlerdi.
***
Ada Gazinosu'ndan sola girilince Piyale'nin Makarna Pavyonu vardı, dudakları yakan sıcak makarna ile bira ve meşrubat satılırdı. İsteyene de çevirme tavuk. Herkes kuyrukta... Oradan geçip Hayvanat Bahçesi'ni ziyaret eder, maymunlara çerez atardık, efsane fil Pak Bahadur'un marifetlerini gözler, kafeslerinde kartallara, akbabalara hayranlıkla bakardık.
Hayvanat bahçesi ile dönme dolap arasındaki geçitte her taraf gül bahçesiydi, etraf mis gibi kokardı. Ve oradan eğlence mekanları, seç, seç beğen. Göl Gazinosu, bizim Noyaner'lerin Akasyalar'ı, Bornovalı Nuri'nin Luna Park Gazinosu, Ekici Över, Manolya, Kürt Beşir'in (Öge) Çamlık Senar'ı (Müzeyyen Senar aşıkıydı rahmetli) Ulutanır'ların Kübana'sı, Saffet Kuyaş'ın Mogambo'su...Kiminin parası, kiminin duası. Hali vakti yerinde olanlar programları içerden, imkanı bulunmayanlar da dışardaki banklarda oturarak izlerlerdi. Hey gidi günler hey...

siyasetten
İncirin ve üzümün de vekili!..

Bu vekil, kavruk tenli, "tütün kırmışlığı" olan, özünü köye borçlu olduğunu her fırsatta söylüyor.
Elinde sazı, dilinde türküsü eksik olmuyor.
Şiiri de sohbet ve siyasetinden eksik etmiyor..
Hatta geçenlerde Kemalpaşa'daki kooperatif evinin bahçesinde çapa yaparken; mola verdiğinde elinde Şair Tuğrul Keskin'in yeni kitabını okuyarak soluklandığını görenler olmuş.
Rivayet odur ki, Şair Keskin'in onun için yazdığı "özel" bir şiiri varmış.
***
Sözünü ettiğimiz "seçilmiş", CHP'li Mustafa Moroğlu'dan başkası değil..
Ödemiş dağ köylerinde "kekik"in; Ödemiş'te "patates"in, Kemalpaşa'da "kiraz"ın ve Bergama'da "çam fıstığı"nın vekili..
Ayağı "toprağa basan" Moroğlu, en son İzmir Ticaret Borsası'nın geleneksel "ilk ürün" törenine katılan tek milletvekili olmuş.
Borsanın kapısında efeler "hayda bre" derken, kendini zor tutan Moroğlu; Üzüm Salonu'nda ilk ürün sahipleriyle sohbetinde eski günlere dönmüş.
Denizli Güney'deki tütün kırdığı, üzüm topladığı o çocukluk zamanlarına..
Nazilli'den incir, Alaşehir'den üzüm getiren üreticiler; "İncirin ve üzümün de vekili varmış" demişler.

küpe
Yeni doğan bir aslan, kediye bile yenilir.
Mevlana

laflama
* Lafla peynir gemisi yürümez. Daha henüz yürüyen gemi görmedim hacım!
* Karpuzun kelek çıkması mühim değil de; hanımın "Bir karpuz almayı beceremiyorsun" diye kelek karpuzu bana fırlatması mühim!
* Eğer karınız "Ben annemin evine gidiyorum" diye racon keserse, "Ohh mis mis; birkaç hafta kafamı dinlerim" diye düşünmekte acele etmeyin. Pat telefon kaynananızdan "Damat yarın sabah sizdeyim". Karınızın gidecek yeri kalmadı!
* Yok kadınlar güldüren erkeklerden hoşlanırmış. Eee yalan. Öyle olsa kadınlar ağlaya ağlaya hiç dizi ya da film izlerler mi hiç?
* Düttürü dünya; kimisi kös kös oturur, kimisi de dünyayla kavgalıdır küs küs oturur!...
İbrahim Ormancı'dan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA