Öncelikle tartışılacak bir lafı ortaya atanların amacı farklı diye düşünüyorum. Gündeme gelmek, gazetelerde haberlerinizin yapılması, televizyonlara çıkmanız, köşe yazarlarının sizden söz etmesi için sivri bir laf etmeniz gerekiyor. Maalesef durum böyle.
Mesela benim köpekleri anlatan yeni kitabım çıktı değil mi? Röportajlarda "İnsanlar beş para etmez, köpekler daha dost!" veya "Bebek yerine köpek sahibi olun!", "Havlıyor diye köpekler evden atılacağına bebekler atılsın!" gibi laflar etsem, birkaç gün gündemde kalmaz mıyım?
Kimileri "Ne diyor bu kadın? Sevgisizlik, çocuksuzluk onu insan düşmanı haline getirmiş" türünden yorumlar yapar, kimileri benim lafımı başka ünlülere sorarak polemik yaratır falan.
Kusura bakmasın ama Cem Davran'ın yaptığı da bu hesap. O günlerde filmi var, röportajda da "İyi aile kızları oyuncu olmaz!" diyor. Böyle diyerek de bütün oyuncuları kötü kız ilan etmiş oluyor. Hatta gecesi gündüzü olmayan işlerde çalışanları da.
NEDİR?
Nedir iyi aile kızı demek? Evde annesinin dizinin dibinde oturan, ilkokulu bitirdikten sonra mümkünse biçki dikiş kursuna gidip, 'nasıl daha iyi ev kadını olunur' türünden bilgiler öğrenen ve bütün gününü ekran karşısında örgü örüp dantel işleyerek geçiren, gündüz kadın programlarıyla oyalanıp, dizilerdeki aşklara imrenerek evlenecekleri erkeği bekleyen genç kızlar demek.
Bunlar olmadık bir erkeğe gönül verir, flört eder diye en fazla liseye gönderilir ve sonra okuldan alınırlar. Çalışmalarına asla izin verilmez. Çok isterlerse bankacı veya devlet memuru olabilirler. Ya da öğretmen. Anaokulu veya ilkokul öğretmenliği ideal bir meslektir tüm iyi aile kızları için. Bir arada da eczacı olmalarına izin vardır.
Cem Davran ne kadar samimi bu sözlerinde bilemem ama bu görüşü savunan milyonlarca insan var bu ülkede. Kızlarını okula ve işe göndermeyen, koca buluncaya kadar evinde oturtan milyonlarca aile.
Son yapılan araştırmalara göre en verimli çağını evde iyi aile kızı olmak adına boşa geçiren kızların sayısı 5,5 milyon civarında.
'HİÇBİRŞEY'
OECD'nin raporuna göre (2007), çalışma hayatının başlangıç dönemine rastlayan 25-29 yaş dönemindeki genç kızların üçte ikisi "ev kızı" durumunda.
Bırakın oyuncu olmayı hiçbir şey olamıyor bu kızlar. Üretime hiçbir katkı sağlamadan habire tüketiyorlar. Sayıları da yabana atılır gibi değil, 16 Avrupa ülkesinin nüfusunu sollayan bir rakam bu.
Bu demek oluyor ki, Türkiye'deki her 10 genç kızdan 7'si ne öğrenim görüyor ne de çalışıyor. Cem Davran'ın istediği gibi "iyi aile kızı" olmak için birbirleriyle yaşıyorlar.
Sonra ne oluyor? Kocaları tarafından bir süre el üstünde tutulduktan sonra aldatılıyor ve eğer kendilerine bakmaz, kilo alıp çirkinleşirlerse de terk ediliyorlar. Onlar da, "Biz iyi bir aile kızıydık, hiç yaramazlık yapmadık, söylenenleri aynen yerine getirdik, yüreğimizin götürdüğü yerlere gitmedik, hayallerimize bile sansür uyguladık, bu yapılanlar bize reva mı?" derler ama iş işten geçmiştir artık. Hayal kırıklıklarının acısını "hayata meydan okuyan cesur kadınlardan" almaya kalkışarak birer kötü kadına dönüşürler.
RIHANNA ÖRNEK
Bütün bu tartışmalardan geriye oyuncuların iyi aile kızı olduklarına dair haberler kaldı. Son olarak Önder Açıkbaş, yakında evlenmeyi düşündükleri sevgilisi Asuman Krause için, "Çok iyi bir aile kızıdır" dedi mesela.
Bu arada Cem Davran'ın filmi de beklenen gişeyi yapmadı ne yazık ki! Diğer oyunculara ve emeği geçenler için üzülürüm elbette. Ama şahsen ben onun yer aldığı bir filme ve oyuna gitmem, sunduğu programı da izlemem. Ne kadar iyi oyuncu olursa olsun. İbrahim Tatlıses'i asla dinlemediğim ve izlemediğim gibi. Böylesine dar kafalı bir adama niye prim vereyim ki!
Bakınız dünyadaki örneklere. Sevgilisinden dayak yiyen Rihanna ne yaptı? Oprah Winfrey'in de baskısı ile diğer genç kızlara örnek olmak için kendisini döven sevgilisini terk etti. Bunun ödülünü de Glamour dergisi tarafından verilen 'yılın kadınları'ndan biri olarak aldı.