KİŞİYE ÖZEL SANDALET
Marmaris'te 30 yıl öncesine kadar sayıları 40'ı bulan sandalet ustalarının sonuncusu olan Fevzi Olca, hem baba mesleğini sürdürüyor hem de teknolojiye karşı direniyor. 59 yaşındaki Olca, Marmaris Kapalı Çarşı'daki evinin önündeki atölyesinde, hiçbir elektronik alet kullanmadan sandalet üretiyor. El emeği göz nuruyla yaptığı sandaletlerin yerliler kadar yabancılar tarafından da ilgi gördüğünü anlatan Olca, bu işi yapan son kişinin kendisi olduğunu söyledi. Sandaletlerin tamamen deriden yapıldığını, yazın ayağı terletmediği için tercih edildiğini kaydeden Olca, "Çeşitli işleme ve örgüler kullanarak yaptığım bu iş emek ve sabır istiyor. Kaliteli bir sandalet yapmak bazen bir günümü alıyor" diye konuştu. Olca, müşterinin ayak ölçülerine göre sandaleti yaptığını kaydetti ve şöyle devam etti: "Örneğin müşterinin 45 numara ayağı oluyor, ama ayağı ince. Kalıba göre, ayağa göre sandalet yapıyorum. 45 numaraya kadar kadın sandaleti yaptığım oluyor. Sandaletlerde dana ve kuzu derisi kullanıyorum. Derileri Aydın ve İzmir'den alıyorum"
BİR KENDİNE BİR DE SADIK MÜŞTERİLERİNE
Aydın'da yarım asırdır ayakkabı ustalığı yapan Ferhat Yıldızer, yok olmaya yüz tutan mesleğini ayakta tutuyor. 66 yaşındaki Yıldızer, küçük dükkanında müşterilerine için sipariş üzerine çeşitli ayakkabılar üretirken kendi giydiği ayakkabıları da dikiyor. Yıldızer, çırak yetişmediği için ayakkabıcılığın da unutulmaya yüz tuttuğunu söyledi.
ÖMRÜNÜ KALAYCILIK MESLEĞİNE ADADI
Aydın'da bir zamanların en gözde mesleklerinden olan kalaycılık, gelişen teknoloji karşısında yok olmama mücadelesi veriyor. Mesleğin son temsilcileri yetiştirecek çırak bulamamaktan yakınıyor. Efeler ilçesi, Hasanefendi mahallesinde 56 yıldır kalaycılık yaparak geçimini sağlayan 62 yaşındaki Aydın Alkış, kalaycılığın dede ve baba mesleği olduğu söyledi. Kalaycılığa çocuk yaşlarda başladığını söyleyen Alkış, "Bu atölyeyi 1981'de babamdan devraldım. O gün bugündür bu dükkânda çalışmalarımı sürdürüyorum" dedi.
KÖRÜKLÜ ÇİZMENİN SESİYLE YAŞIYOR
Aydın'ın simgelerinden efe kıyafetinin vazgeçilmezi olan körüklü çizme ustası 85 yaşındaki Zeki Avcıoğlu, ilerleyen yaşına rağmen unutulmaya yüz tutan mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Avcıoğlu, mesleğinde 77 yılı geride bıraktı. Avcıoğlu, el emeği göz nuru ayakkabıları sipariş üzerine üretiyor ve üretimi 10-12 gün sürüyor. Avcıoğlu'nun ellerinde can bulan ve iç malzemesi kösele, taban astarı keçi derisinden üretilen körüklü çizmeler, ayak sağlığı için de faydalı.
Ölene kadar mesleğini sürdüreceğini söyleyen Zeki usta, "Benim gözüm ne malda, ne parada, ne pulda. Bir kişi körüklü çizmesini giyip bu dükkandan çıktığında, körüklü ayakkabısının tabanı ses çıkardığında dünyalar benim oluyor. Şu an 85 yaşındayım. Emekliliği hiç düşünmedim" diyerek sanatına büyük bir aşkla bağlı olduğunu dile getirdi.
DEDE MİRASI MESLEK
73 yıldır geleneksel nalıncılık mesleği ile uğraşan 86 yaşındaki Cemil Tolga, mesleğinin Tire'deki son temsilcisi olarak teknolojiye yenik düşmenin üzüntüsünü yaşıyor. Henüz 13 yaşındayken babası Faik Tolga'nın yanında başladığı, ona da dedesinden miras kalan nalıncılık mesleğini yaşadığı bin bir zorluğa rağmen bıkmadan usanmadan sürdüren Cemil usta, son zamanlarda oldukça durgun giden işlerinden şikayetçi.
İlçenin gelenekleri arasında yer alan ve büyük bir özenle hazırlanan çeyiz tepsilerindeki geleneksel gelin nalınlarının yerini de fabrikasyon terliklerin alması ustayı iyice umutsuzluğa itmiş.
72 YILDIR SABIRLA SEMER YAPIYOR
İzmir'in, el sanatları ile ünlü şirin ilçesi Tire'de yüzyıllardır sürdürülen "Semercilik" günümüzde nostaljik meslek oldu. İlçedeki son semerci ustalarından 87 yaşındaki Mustafa Kamil Bezcioğlu, yok olmaya yüz tutan mesleğinde artık imalattan daha çok tamirattan kazandığı para ile geçimini sağlıyor.
Çocukluğunda heveslenip semerci ustası olmaya karar verdiğini ve 15 yaşından bu yana aralıksız 72 yıldır semercilik yaptığını anlatan Bezcioğlu, "Dağ köylerinin dışında at veya eşek gibi yük hayvanları da kalmadı. Semercilik gönül işi" diye konuştu.
SON ŞEMSİYECİ ÇİN İŞİNİ YENDİ
Türkiye'de, Trabzon ve Tire'de olmak üzere sadece iki şemsiye tamircisi kaldığını belirten 71 yaşındaki Raşit Taşyer, ucuz Çin şemsiyesi ile giriştiği savaştan galip ayrıldı. 61 yıllık mesleğinin tekrar canlandığını anlatan Taşyer, "Artık bozuldu at, yenisini al dönemi bitti. En ucuz şemsiyenin fiyatı 30-35 lira olunca vatandaşlar artık bozulan şemsiyelerini tamire getiriyor. Bu günleri tekrar gördüğün için çok mutluyum" dedi. Taşyer, "Ekmek teknem ben hayatta olduğum sürece açık kalacak. Çok zor günler geçirdim ama pes etmedim" ifadelerini kullandı.
KIZLARIN ÇEYİZİ ARTIK ELYAF VE SİLİKON
Balıkesir'de 44 yıldır yorgancılık mesleği ile hayatı kazanan 62 yaşındaki Celal Alakuş genç kızların çeyizlerinde büyük öneme sahip olan el dikimi yatak ve yorganlara ilginin her geçen gün azaldığını belirtti. Yorgancı ustası Celal Alakuş artık mesleğin son dönemlerini yaşadığını ifade ederek "Vatandaşlar elyaf ve silikonu tercih ediyor. Ama pamuk ve yün sağlıktır ve asla vazgeçilmemelidir. Sağlık için pamuklu ve yünlü yorgandan şaşmayın. Çırak yetişmediği için bizden sonra bu mesleği sürdürecek kimse kalmayacak. Belki de bizler son yorgancılarız" dedi.
KAZIM YÖRÜKCE/ ADEM ÜLKER/ MEHMET KAVAS/ NADİR UYSAL/ OTAĞ FIRINCIOĞULLARI