Muğla yöresinde ve daha Türkiye genelinde birçok il ve ilçede düğünleri şenlendiren Dibekdereliler, zeybek kültürünü yaşatarak kuşaktan kuşağa aktarıyor.
Zurnacılığın deden toruna usta çırak ilişkisiyle devam ettiği köyde, 5'er kişiden oluşan 70 zurna takımı bulunuyor.
Geçimini davul zurna çalarak sağlayan köyün zurnacılarından 72 yaşındaki Dursun Girgin, eskiden zurna çalmayana kız vermediklerini belirterek, zurna ve davul çalmayı babası ve dedesinden öğrendiğini söyledi. Girgin, halen oğlu ve torunlarıyla birlikte davul-zurnacılık yapıyor.
DERNEKLERİ DE VAR
2002 yılında Milas Yöresi Davulcular Zurnacılar Derneği'ni kuran Girgin, davul-zurnayı Avrupa'ya tanıttıklarını söyledi ve "Düğünlere 44 yaşındaki oğlum Veysel ve 20 yaşındaki torunum Ozan'la birlikte gidiyorum. Dibekdere denince davulzurna akla gelir. 6 çocuğum, 21 torunum var. Oğul ve torunlarımın hepsi davul ve zurna çalıyor. Ben 7 yaşında başladım çalmaya. Zurna çalmak için ele mahkumdum. Bizim burada her babanın oğlundan ilk ve tek isteğidir. Biz soy olarak 250 senedir zurna çalıyoruz. Klarnet gibi zurna çalarım. Üniversiteyi bitirmiş torunum var o da zurnacılık yapıyor. İlk mesleği o" dedi.
BİRİNCİ ŞART İYİ BİR NEFES
İyi bir zurnacının yaklaşık 20 yılda yetiştiğini anlatan Girgin, "Nefes almasını bilmeyen zurna çalamaz. Nota bilmeyen 10 zurnacı göz göze bakarak en zor parçayı aynı ritimle çalar. Bazı parçalar vardır ki bunları nota bilenler çalamaz. Zurna çalmak için nefes çok önemli. Perde olmadığı için en zor enstrümanlardan birisidir zurna. İyi bir usta zurnacı ancak 20 senede yetişir" şeklinde konuştu.
MARKA OLMALIYIZ
Girgin şöyle devam etti:
"Eskiden düğünler üç gün sürerdi ve o zamanlar kazanç iyiydi. Sonra org çıktı düğün kültürü bozuldu. Çünkü her sesi çıkarıyor. Davul zurna sesini, gitar, keman hangi çalgıyı isterse bilgisayara yükleyip tek kişi işi bitiriyor. Resmen hakkımızı çalıyorlar. Gel de geçin bakalım" Yetkililerden destek beklediklerini dile getiren Girgin, "Kültür Bakanlığı Dibekdere'yi marka haline getirmeli. Davul zurna okullara girmeli. Çocuklara oyuncak silah yerine müzik aletleri verilmeli. Buraya bir sanat merkezi ve yanında bir zurna davul yapım atölyesi kurmalı. Çünkü Zurna İstanbul'da yapılıyor ama kamışını ve zurnanın akordunu biz yapıyoruz. Zurna her ağaçtan olmaz. Ağacını bulmakta zorlanıyoruz." dedi
"ÇOCUKLARA SİLAH YERİNE ENSTRÜMAN VERİN"
Çocuklara oyuncak silah yerine bir müzik aleti verilmesini öneren Dursun Girgin, en büyük korkusunun bu davul zurna kültürünün sona ermesi olduğunu ifade ederek, "Burada eskiden sadece davul zurna çalınmazdı. Bunun yanında kabak kemane, cümbüş, tambur gibi birçok müzik aletini çalanlar vardı. Ama davul zurna baş sazlardandır. Yıllardır köyümüzün geçim kaynağı da bu. Dibekdereliler davul zurna çaldı mı duyanlar hayran olur. Konservatuar okumuş biri bu nameleri çıkaramaz." diye konuştu.
KULAKTAN ÇALIYORLAR
Dibekdere'yi, davul zurnanın sesini herkese duyurmayı başaran bir köy olarak nitelendiren 40 yaşındaki zurna üstadı Mustafa Külahlı, "İcra ettiğimiz müziği şu an herkes kabul etti ve Hüsnü Şenlendirici gibi birçok ünlü sanatçılarımız dahil, değerli meslek büyüklerimiz bizleri takdir ediyor. Dibekdereliler, kulaktan çalar. Çalması için dinlemesi yeter. Yerli yabancı şarkılar, melodiler birden zurnadan çıkmaya başlar. Tabi zurnanın sesi uzaktan hoş gelir. Bu iş gerçekten çok zordur. Sezonda gece yarılarına kadar çalıp, ertesi sabah başka bir düğüne gidebiliyoruz" dedi
ADEM ÜLKER/ VOLKAN YILDIZ