ABD, Fransa ve İngiltere liderliğindeki koalisyon güçlerinin cumartesi günü başlayan hava ve deniz operasyonlarının üçüncü gününde Libya lideri Muammer Kaddafi'nin başkent Trablus'taki komuta merkezi isabet aldı. Kaddafi'nin Babül Aziziye'deki çadırının yakınındaki karargahın dün sabah saat 03.00 sularında ABD gemilerinden fırlatılan bir Tomahawk füzesiyle vurulduğu belirtildi. Kaddaafi'nin yer altındaki sığına indiği ileri sürülürken, üç katlı binada ağır hasar oluştu.
Financial Times gazetesi, 'Şafak Yolculuğu' adı verilen saldırılarda, aralarında 3 aylık bir bebeğin de bulunduğu çok sayıda sivilin öldüğünü kaydetti. Libya üç günde 64 sivilin öldüğünü belirtirken Fransa ise, "Sivil kayıp yok" dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin ofisinden yapılan duyuruda, operasyonlarla Libya hava savunma bataryalarının tahrip olduğu, zırhlı birliklerin ilerlemesinin ise önlendiği kaydedildi.
'PEŞİNDE DEĞİLİZ'
Pantagon saldırıyla ilgili olarak, "Kaddafi'nin peşinde değiliz" dedi. Askeri hedefleri vurduklarını açıklayan Amerikan Savunma Bakanlığı, "Ama eğer Kaddafi bir askeri bölgede ise onun garantisini veremeyiz" açıklamasında bulundu. ABD, Trablus'la Bingazi arasındaki kıyı şeridinin emniyetinin sağlanmak üzere olduğunu ve Kaddafi'nin Bingazi'ye yönelik harekatının da engellendiğini belirtirken çatışmaların yaşandığı Misrata kentinde önceki gün 7 sivilin Kaddafi yanlıları tarafından öldürüldüğü kaydedildi. İsyancıların ayrıca stratejik petrol kenti Ecdebiye'yi geri aldığı da öne sürüldü.
AB VE NATO'da Libya çatlağı NATO Kuzey Atlantik Konseyi ve AB Dışişleri Bakanları dün ayrı ayrı bir araya gelerek Libya harekatını bir kez daha masaya yatırdı. NATO üyesi olan ve AB'nin lokomotif ülkesi Almanya, operasyonu sorguluyor. Fransa ise NATO operasyonuna karşı çıkıyor
Libya lideri Kaddafi'ye karşı yapılan harekata ilişkin NATO ve Avrupa Birliği'nde (AB) oluşan çatlak derinleşiyor. NATO Kuzey Atlantik Konseyi ve AB Dışişleri Bakanları dün ayrı ayrı bir araya gelerek Libya harekatını bir kez daha masaya yatırdı. NATO'da, Libya'ya ilişkin, herhangi bir mekanizma olmadan yürütülen harekatın kontrolün uluslararası koalisyondan ittifaka devredilmesi sürecinin başına geçildi. Ancak edinilen bilgilere göre Türkiye, yeşil ışık yakmak için kafasındaki soruların yanıtlanması bekliyor.
Diğer taraftan AB Dışişleri Bakanları da, operasyona destek konusunda derin görüş ayrılıklarına düştüler. Özellikle bir NATO ülkesi olan ve AB'nin lokomotif ülkesi Almanya, operasyonu sorguluyor. Fransa ise NATO operasyonuna karşı çıkıyor.
Edinilen bilgilere göre, Türkiye'nin kontrolün NATO'ya geçmesi konusuna karşı çıkmıyor. Yani Ankara, NATO'yu engelleyen, önleyen bir ülke konumunda bulunmuyor. Bununla birlikte kontrolün ittifaka geçmesi için yeşil ışık yakmadan önce, NATO tarafından başlatılan faaliyete geçişin ne şekilde olacağı konusundaki sorularının cevaplanmasını bekliyor. Üstelik harekatın şu haliyle yürütülmesini de istemiyor. Bununla birlikte sadece Türkiye'nin soru işaretlerinin de giderilmesi NATO'yu harekete geçirmeye yetmeyecek. Zira Almanya ve Fransa'nın da içinde bulunduğu 28 NATO ülkesinin oybirliği kararına ihtiyaç var.
ALMANYA OPERASYONLA İLGİLİ KAYGILI
Almanya'nın operasyona ilişkin kaygılarını, Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, ülkesinin birinci günden itibaren operasyona katılmamasından dolayı memnuniyetini dile getirerek açıkladı. Westerwelle, Arap Ligi Başkanı Amr Musa'nın, operasyonun amacından saptığına ilişkin sözlerine atıfta bulunarak, "Devam eden operasyona ilişkin riskler olduğunu düşünüyoruz. Arap Ligi'ni dinledikten sonra da ne yazık ki kaygılı olmakta haklı olduğumuzu gördük" dedi.
Birçok AB ülkesi ise, operasyonun herhangi mekanizma olmadan yapılması yüzünden, 'NATO üstlensin' telkinleri arttı. NATO'nun rolü için bastıran İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, operasyona ilişkin endişelerini, "Bu Libya'ya karşı savaş şeklinde olmamalı. Birleşmiş Milletler'in (BM) kararlarına sıkı bir şekilde uyulmalı" diye konuştu. Harekat için F-16 uçaklarını gönderen Danimarka ve Belçika, "NATO bir an önce dümeni ele alsın" yaklaşımını sergilerken, Romanya ve hatta NATO'ya üye olmayan İsveç de, "NATO isterse operasyona katılırız" tavrını benimsediler.