Dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınında 5G teknolojisinin rolünü Yeni Asır'a anlatan Nükleer Enerji Mühendisi ve Araştırmacı Yazar Erhan Altunay, bu yöndeki iddialara katılmadığını söyleyerek bu konunun bilimsel olarak araştırılması gerektiğini belirtti. 5G'nin yüksek frekanslı bir dalga olduğunu belirten Altunay, "Bu algıya katılmıyorum. Öncelikle 5G dalgaları fiziksel olarak "iyonlaştırıcı" dalga değil yani kanser yapma özelliği yok. Ancak 5G yüksek frekanslı bir dalga ve insan üzerine etkisi çok araştırılmamış. Bazı metabolik ve davranışsal değişikliklere yol açtığı söyleniyor. Öte yandan bizim kullandığımız baz istasyonlarının gücü çok düşük olduğu için bir "mikrodalga fırını" gibi doku zedeleme ya da ısıtma özelliği olmaz ancak çok sık aralıklarla dikilmesi gereken 5G kulelerinin durumu da ayrı bir araştırma konusu olmalı. 5G menzili de kısa olduğundan dünya çapında bir silah olamaz" açıklamasını yaptı.
ALGI MALZEMESİ YAPILDI
Asıl meselenin virüs salgınının bir algı malzemesi yapılması olduğunu söyleyen Altunay, "Dan Brown'un Cehennem kitabından beri bir virüs olayı gündemdeydi. Bu konu hep tartışıldı ama sanki hep bizden uzak olacakmış gibi geliyordu. Ancak bir gün bu acı gerçekle karşılaşınca durumun ciddiyetini idrak etmeye başlamış olduk. Salgın ve beraberinde getirdiği ölüm korkusunun yarattığı travma kuşkusuz tarihin her döneminde ve her salgında olduğu gibi, bizi algı yönetimine açık yapıyor ve bu kaçınılmaz anlamsızlık duygusu içinde her türlü söylentiye inanıp bu salgının arkasında da bir metafizik olgu arıyoruz" dedi.
KORKU İMPARATORLUĞU
Küresel güçlerin virüs salgını üzerinden korku imparatorluğu yarattığını vurgulayan yazar Altunay, "Global kapitalizmin modernlik ve ilerleme söylemi ile bunun yarattığı aşırı özgüven ve körlük, insanı doğadan ve doğasından uzaklaştıran bir yaşamı da beraberinde getirdi. Teknolojik oyuncaklarına güvenen insan, her zaman düşünmeyi ötelediği bir ölüm dışında kendini doğanın ve evrenin efendisi olarak görüyordu. Mesafeler 'kısa yolculuklara', hava durumu 'risk haritası'na dönüşürken, doğadan olduğu kadar geçmişinden de kopan 'modern' insan yeni teknolojik ütopyaların peşinde koşmaya ve dünyanın kendisi gibi olmayan kesiminden bağını daha da kopartmaya başladı. Kaçınılmaz bir salgın Avrupa'nın özgüven imparatorluğunu yıkarak yerine bir korku imparatorluğu getirdi" ifadelerini kullandı.
'Bu virüsün çaresi ülkemizden çıkabilir'
Korona virüs üzerinden algı yönetimine devam edildiğini söyleyen Altunay, "Bu virüs saldırısı bir üstün insan yaratma bağlamında silah olarak 2013 yılında konuşulmaya başladı ve teoriler üretildi. Bunu da başlatan 2013'te yazar Dan Brown oldu. 'Cehennem' romanı ile bu akımlar çıktı. O romanda İstanbul'da Yerebatan Sarnıcı'nda insanlığı kısır bırakan bir virüs bütün dünyaya yayılıyordu. Daha sona ebola olayı oldu. Korona virüs olayının ortaya çıkardığı tablo çok ilginç. Yaşlıları tehdit eden ve insanlığı öldüren bir virüs. Virüsten daha hızlı yayılan korku oldu. Virüsün yayılmasında Avrupa ülkelerinin geç tedbir alması da önemli rol oynadı. Benim içimdeki bir başka inanç da bu virüse çarenin bizim ülkemizden çıkacağı" diye konuştu.
Tolga TEKİN