Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) Başkanı Mehmet Ali Susam, Hafta başı Sohbetleri'nin bu haftaki konuğu oldu. Dünyadaki konjonktürel değişimler ve İzmir ve Ege Bölgesi'nin ekonomik potansiyeli hakkındaki sorularımızı yanıtlayan Susam, "Ege, mevcut potansiyeliyle daha da önem kazanacak. Bundan sonraki süreçte artık dünyada ülkemizi temsil etmeye talip bir bölge. Tarım, turizm ihracatta da büyük avantajlara sahip. Serbest Bölgeler açısından da önemli bir güç" dedi.
■ Mehmet Bey dünyadaki güncel gelişmeleri değerlendirebilir misiniz?
Ekonomik anlamda dünya yeniden şekilleniyor. Bir tarafta ABD'nin başını çektiği ve son dönemde Avrupa Birliği, İngiltere, Kanada ve Avusturalya'nın oluşturduğu bir cephe var. Bunun karşısında da Çin, Hindistan ve çevresindeki ülkeler hatta bunun içerisine Rusya ve Kafkaslardaki ülkeleri katabilirsiniz. Giderek üretimin ve sermayenin Batı'dan Doğu'ya doğru geçtiğini görüyoruz. Burada bir rekabet ortamı var. Çin ile birlikte Doğu'daki ülkelerin kurmuş olduğu ittifak çok önemli. Diğer taraftan da ABD, dünya liderliğinde en büyük rakibinin Çin olduğunu görüyor. Bu tehlikeyi bertaraf edebilmek için yeni ittifaklar kuruyor.
BÖLGESEL GÜÇ OLMALIYIZ
■ Size göre Türkiye'nin bu değişen dünyada konumu ne olacak?
Burada Türkiye, jeopolitik olarak iki kutbun arasında bölgesel olarak güçlü üretim altyapısı olan bir ülke görünümünde. Stratejik konumunun avantajlarını iyi kullanabilirse hem Çin ve müttefikleriyle, hem de ihracatının büyük bir kısmını gerçekleştirdiği AB ve ABD ile bir denge içerisinde kendi ekonomik kalkınmasında çok avantajlı olacağı bir dönemi yaşıyor. Rusya-Ukrayna savaşı da gösterdi ki, Türkiye, kendi hak ve menfaatlerini koruyan bir ekonomik politika uygulama durumunda. Bu dünya düzeninde Türkiye'nin bölgesel bir güç olma avantajı var. Türkiye, tarım gücü, coğrafyasıyla bölgesel bir güç olma noktasında avantajlı.
LİDERLİKTE HIZLANDI
■ İzmir ve Ege'nin ekonomik potansiyeli hakkında neler düşünüyorsunuz?
İzmir; İstanbul'dan sonra en büyük üretim potansiyeline sahip şehir. İstanbul'un tüm avantajlarına rağmen giderek tarım, ticaret, ihracat ve yenilenebilir enerjide lider olma noktasında hızla ilerlediğimizi biliyorum. Sanayi ürünlerinde de bu görülüyor. Ege çok büyük üretim avantajını elinde tutuyor. Bizim yapmamız gereken dünyaya bunu en iyi şekilde anlatabilmektir. Hatta merkezi hükümetin Ege Bölgesi'nin bu değerlerini, potansiyelini daha iyi görüp, ön plana çıkarması konusunda gayret içerisinde olmalıyız. Vakıf olarak yapmaya çalıştığımız en önemli çalışma da budur.
ELEŞTİRİLER HAKSIZ
■ Ege ve İzmir'in bu potansiyelini kullanamadığına dair eleştiriler var.
Ben bu eleştirilere katılmıyorum. Ege'nin daha ileriye gidebilmesi için stratejik planlarda merkezi hükümet tarafından ciddi bir şekilde ön plana konması gerekiyor. Yatırım anlamında teşvik etmeli. Mesela İstanbul, ticaret ve kültür merkezi oldu. Kocaeli ve Bursa'nın ise otomotiv ve petrokimyada ilerlemesi sağlandı. Antalya'ya bakıyoruz turizm altyapısı için 40 yıllık bir çalışmayı görüyorsun. İzmir için de merkezi hükümetin stratejik olarak bir konumlanma yapıp, destek vermesi gerekiyor. Biz İzmir olarak, yüksek teknolojiyle gelişen tarım, turizm ve ihracatın merkezi olan bir bölge olmayı hayal ediyoruz. Bunun için stratejik planlarla destek görmemiz lazım.
ÖNEMLİ BAŞARI SAĞLADIK
■ Vakıf olarak sürdürdüğünüz çalışmalarınız neler?
EGEV içerisinde, 10 ilin valisi, belediye başkanları, oda, borsa ve STK'lardan oluşan 128 mütevelli heyet var. 10 ilin potansiyelini Ege Bölgesi'nin birbiriyle sinerjisini sağlayıp, daha üst seviyeye çıkarma gayreti içerisindeyiz. Önemli çıktılar da oluştu. Bunlardan biri de kalkınma ajanslarının oluşturulmasıdır. Bu konuda emeği geçen başkanlarımıza da teşekkür etmeliyim. Ege Bölgesi bundan sonraki süreçte dünyadaki gelişmelerin merkezini Türkiye adına temsil etmeye talip bir bölgedir. Biz bu vizyon üzerine toplantılar düzenliyoruz. Bu vizyonla Ege Bölgesi'ni ön plana çıkarmaya çalışıyoruz.
MERT ALPDÜNDAR