"MS, GENETİK GEÇİŞLİ BİR HASTALIK DEĞİL"
MS'in başka hastalıkların belirtileriyle benzeştiğine dikkati çeken Demirkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MS'te genetik zemin, yatkınlık söz konusu ama genetik geçiş yok. Özellikle kadınlar, hastalığın çocuklarında da görülebileceği korkusunu yaşıyor. Birinci, ikinci ve üçüncü derece yakınlarda MS olduğunda, hastalık riski hiç olmayan ailelere göre daha yüksek. Fakat bu doğan her çocukta MS olacak anlamına gelmiyor. Dolayısıyla hastalığı taşıyan ailelerimiz, çocuklarında da MS olacak kaygısını yaşamamalı."
Türkiye'de 60-80 bin arasında MS hastası var
Türkiye'de 60-80 bin arasında MS hastası olduğunu öngördüklerini belirten Prof. Dr. Demirkaya, "Ülkemizde de yurt dışında da hastalığın giderek arttığını düşünüyoruz. Bunun bir nedeni de geçmiş dönemlere kıyasla MR'ın daha fazla kullanılması ve bu yolla daha kolay tanı konması." değerlendirmesinde bulundu.
MS'te genetik zeminin yanında bazı çevresel faktörlerin de risk oluşturduğunu aktaran Demirkaya, şunları kaydetti:
"D vitamini düşüklüğü MS'e yakalanma riskini artırıyor, bu yönde verilerimiz var. Örneğin, Avustralya'nın Tazmanya eyaletinde yapılan bir çalışmada, 2-15 yaş arasındaki çocuklar günde 2-3 saat dışarıda oynadığında yani güneş ışığı aldığında MS'e yakalanma risklerinin daha düşük olduğu gösterildi. ABD'de askere alınacak kişilerin tetkikleri üzerinden yapılan çalışmada da yıllar sonra MS gelişen kişilerde, geçmişte D vitamini oranlarının düşük olduğu saptandı. Dolayısıyla D vitami düşüklüğünün MS hastalığında bir risk faktörü olduğunu biliyoruz."
İkinci risk faktörünün halk arasında "öpücük hastalığı" olarak bilinen enfeksiyona yol açan Epstein-Barr virüsü (EBV) olduğunu belirten Demirkaya, "Ayrıca sigara içenlerde, genetik yatkınlık da söz konusuysa, MS'e yakalanma riski 2,5 kat artıyor. Hastalarda sigara kullanımı ise MS'in olumsuz seyrini hızlandırıyor." bilgisini paylaştı.