HaberlerGaleriCumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı seferberliğe yoğun ilgi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı seferberliğe yoğun ilgi
Giriş Tarihi: 11 Mart 2018 15:00Güncelleme Tarihi: 11 Mart 2018 15:35
ABONE OL
BU GALERİYİ PAYLAŞ
68 yaşındaki Semahat Kahraman adını tahtaya yazarken yılların acısını çıkartırcasına kaleme bastırıyor. Heceleyerek adını yazdıktan sonra "İşte oğlum, özgürlük bu" diyor. Beyoğlu Belediyesi'nin Piri Paşa Semt Konağı'nda okuma-yazma seferberliği kapsamında açılan kursa gelen 15 kadın da onu onaylıyor.
Semahat Hanım'ın adını yazabilmeyi, özgürlük olarak tanımlaması ilk başta şaşırtıcı gelebilir ama o ve onun gibi kadınların hikayesini dinleyince en doğru tespitin bu olduğunu anlıyorsunuz.
Turkuvaz Medya Grubu'nun önayak olduğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın başlattığı okuma-yazma seferberliğine katılan binlerce kadından sadece biri Semahat Hanım... Ama onun durumunda olan insanların sayısı hiç de az değil. Türkiye'de büyük bir çoğunluğu kadın olmak üzere 2 milyon 784 bin 257 kişi okuma yazma bilmiyor. İlk planda seferberliğe 100 binin üzerinde yurttaş başvurmuş. Bu sayının daha da artması bekleniyor. Hedef okuma yazma bilmeyen herkesi okuryazar yapmak. Peki bu mümkün mü?
SEFERBERLİK ONLARI CESARETLENDİRİYOR
Şöyle açıklayalım; 2008'de 4 milyon 863 bin 414 kişi okuma yazma bilmiyordu. Kampanyalarla bu rakam 10 yılda yarıya indirildi. Zaten sistematik bir şekilde belediyeler, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Halk Eğitim Merkezleri düzenledikleri kurslarla, tespit ettikleri insanlara okuma yazma öğretiyorlar.
Yeni başlatılan okuma-yazma seferberliğiyle bu çalışmaların yoğunlaştırılması ve insanların bu seferberliğe katılması için cesaretlendirilmesi hedefleniyor. Cesaret önemli. Çünkü çoğu çileli hayatlar sürmüş bu insanların cesaretlendirilmeye ihtiyaçları var.
Mesela, Beykoz'da doğan Semahat Hanım Müge Anlı'nın programını izleyince cesaretlenip Beyoğlu Belediyesi'nin okuma-yazma kurslarına katılma kararı almış. "Çamaşıra koş, pazara koş, ev işleriyle uğraş... 'Hayat böyle geçmez' dedim kendi kendime. Bilgi yok ki, bir şey okuyup öğrenemiyorsun. Bir de yetim olduğum için korkuyla, kaygıyla büyüdüm. Hayata tam karışamadım. Bazı şeylerden geri kaldım. Şimdi açıldım, içim gençleşti. Dünyam değişti" diyor.
OTOBÜSE NASIL BİNİLİR BİLMEZDİM
Fadime Kiraz (56) da Müge Anlı'nın programıyla cesaretlenenlerden. Görme engelli babasının gözü olduğu ve hep onunla dolaştığı için okula gidememiş. "20 yaşımdayken İstanbul'a geldim. Para nedir, otobüse nasıl binilir hiç bilmiyordum. Eşim okutmak istedi beni. Kalem defter aldı, olmadı. Müge Anlı'nın programı cesaretlendirdi beni de. Şimdi bir an önce eve gidip yazı yazmak, kitap okumak istiyorum" diyor Fadime Hanım.
Bu insanlar aslında hep hayatımız içindeydi. Kimimizin annesi, kimimizin babaannesi, kardeşi, teyzesiydi... Ama hayata tam karışamadıkları için kendilerini göstermediler...
Günlük hayatlarını bir şekilde sürdürebilecek kadar çeşitli pratikler geliştirmişler ama otobüse binmek, hastaneye gitmek, hatta sokağa çıkmak hep dert olmuş onlar için.
Sivaslı olan ve uzun yıllar İstanbul'da yaşayan Madımak Bahçe (51) "Dedem babama 'Kız kısmı okumaz, eğer kızlarını okutursan hakkımı helal etmem' deyince babam da köy yerinde okula göndermedi beni" diye başlıyor söze. Sonra İstanbul'a gelmiş ve hayatı büyük sıkıntılarla geçmiş. "Ah oğlum ah" diyor ve anlatıyor: "Hastaneye gitmek ne büyük çileydi benim için. Dua ederdim Allah'a, 'Hasta edip hastaneye düşürme beni' diye."