Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Arzu Dalmış, heyecan ile panik atağın birbirine karıştırıldığı uyarısını yaptı. "Panik atağı, gerçek bir tehlike olmaksızın, beklenmedik bir anda gelen fiziksel belirtiler ve bunlara eşlik eden yoğun korku tablosudur" diyen Dalmış, düzensiz uyku ve aşırı kafein tüketminin de panik atağa neden olabileceğine dikkat çekti.
'Panik' ve 'atak' sözcükleri keskin bir anlam ifade ettiği için hastalara, sıkıntılarını anlatma noktasında cazip hale geldiğini vurgulayan Dalmış, "Dolayısıyla sıkıntılı da olsa, heyecanlı da olsa hasta, 'Ben de panik atak var' diyor. Oysaki panik atağı, gerçek bir tehlike olmaksızın, beklenmedik bir anda gelen fiziksel belirtiler ve bunlara eşlik eden yoğun korku tablosudur.
Yaklaşık 10 dakika içinde şiddetlenir, 20 ila 30 dakika kadar sürer, çok nadiren 1 saate kadar ulaşır. Belirtileri ise, bir anda başlayan kalp çarpıntısı, titreme, terleme, göğüste sıkışma, nefes alamıyormuş gibi olma, üşüme gibi durumlar olabiliyor. Ancak bunların hepsi aynı anda olamayabiliyor. Tüm bu fiziksel belirtilerin hepsine yoğun ölüm korkusu, aklımı kaçıracağım korkusu veya çevreye ve bedene yabancılaşma duyguları da eşlik edebiliyor. Aslında baş dönmesi, çarpıntı gibi masum belirtileri kişi, bir felaket olacakmış gibi yorumluyor" dedi.
'KADINLARDA ERKEKLERE GÖRE DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR'
Psikiyatrist Dalmış, panik atağın kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görüldüğünün alçını çizip, "Bir de şehir ortamında daha stresli bir yaşam olduğu için kırsala göre iki kat daha fazla görüyoruz. Düzensiz uyku, kafeini fazla tüketme de panik atağa sebep olabilir. Panik atağı yaşayan kişinin hayatı bir nevi açık cezaevi yaşantısına dönebiliyor.