Aziz Kocaoğlu'nun, çeşme suyunun gönül rahatlığıyla içilebileceğini söylemesi üzerine, EGESUDER'den, "Bu saatten sonra kimse vatandaşa şebeke suyu içiremez" yanıtı geldi
ERTAN GÜRCANER (HABER MERKEZİ)
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, çeşmelerden akan suyun arıtmadan geçirildiğini hatırlatarak, vatandaşların şebeke suyunu gönül rahatlığıyla içebileceğini söyledi. Kocaoğlu, kendisinin de artık damacana değil, şebeke suyu içeceğini açıkladı. Ege'deki 20 üretici firmanın üye olduğu Ege Bölgesi Amabalajlı Su Üreticileri Derneği'nden (EGESUDER) ise Kocaoğlu'nun sözlerine cevap niteliğinde açıklama geldi. Dernek Başkanı Ahmet Bakırcıoğlu, "Polikarbon içeren ambalajlı su sağlıksız diyenler, daha sağlıklı ve ekonomik bir alternatif ortaya koysun. Bu saatten sonra kimse vatandaşa klorla temizlenen şebeke suyunu içiremez" diye konuştu.
Son günlerde damacana sularda ortaya çıkan kirlilik tartışması üzerine açıklama yapan Başkan Kocaoğlu, İzmir'in şebeke suyunun, Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik'le belirlenen standartların çok üzerinde temiz ve sağlıklı olduğunu kaydetti. İzmir'de şebekeye verilen yeraltı ve yerüstü sularının mutlaka içme suyu arıtma tesislerinden geçirildiğinin altını çizen Başkan Kocaoğlu, şöyle devam etti:
BEN DE İÇECEĞİM
"Kuzeyde ağırlıklı olarak kuyularımız, güneyde de barajlarımız var. Tahtalı Barajı'ndan temin ettiğimiz suyu Görece İçme Suyu Arıtma Tesisi'nden geçiriyoruz. Gördes'ten gelen su Sarıkız, Balçova'dan gelen su da Balçova İçme Suyu Arıtma Tesisi'nde arıtılıyor. Kuzeydeki kuyu sularımız ise Çullu, Menemen ve Halkapınar arıtma tesislerinden geçiriliyor. Ayrıca değerlerinde değişimler gözlediğimiz köylerimiz için de 16 adet paket arıtma tesis yaptık. İl Sağlık Müdürlüğü ekipleriyle, 21 ilçe ve 167 köydeki 303 noktadan numune alımları yaparak sonuçlarını internette yayınlıyoruz. Kente saniyede ortalama 5.500 litre su veriyoruz ve tüm sularımız temiz ve sağlıklı. Vatandaşlarımız bu suyu gönül rahatlığıyla içebilir."
Gazetecilerin, "Siz damacana suyu mu kullanıyorsunuz" şeklindeki sorusu üzerine ise Kocaoğlu, "Ben damacana suyunu kullanıyorum. İzmir'de biliyorsunuz bir arsenikli su tartışması yaşandı. Tartışma bitene kadar çeşme suyu içtim. Çünkü İzmir'e verilen suyun temiz ve sorunsuz olduğunu, tartışılan değerlerin aslında yüksek olmadığını biliyordum. Şimdi ise damacana suyuna devam ediyorum. Yine bir tartışma daha başladı. Yarından itibaren çeşme suyu içeceğim" dedi.
"Damacana suyundan temizini bulan söylesin"
Su tartışmalarına Ege Bölgesi'deki 20 üretici firmayı temsil eden Ege Bölgesi Amabalajlı Su Üreticileri Derneği de (EGESUDER) katıldı. Dernek Başkanı Ahmet Bakırcıoğlu, "Polikarbon içeren ambalajlı su sağlıksız diyenler, daha sağlıklı ve ekonomik bir alternatif ortaya koysun. Bu saatten sonra kimse vatandaşa klorla temizlenen şebeke suyunu içiremez" diye konuştu. Bakırcıoğlu, ambalajlı suların kaynaktan ve fabrikadan çıkışta yüzde 99 temiz olduğunu belirterek, "Aksi halde tüm fabrikalar kapanırdı. Çünkü Sağlık Bakanlığı her ay denetleme yapıyor" dedi.
Son günlerde tartışılan konularla ilgili olağanüstü bir durum olmadığını söyleyen Bakırcıoğlu, "Biz üzerimize düşen her şeyi yaparız. Ama kimse unutmasın ki, şehir şebeke sularının temizliğinde insan sağlığına zararları bilimsel olarak kanıtlanmış ve kansere neden olduğu bilinen klor kullanılıyor. Ambalajlı su üriticilerinin klor kullanması ise yasak. 'Ambalajlı sular sağlıklı değil' diyen değerli profesörlemize sesleniyorum. Polikarbondan şikayet ediyorsanız, daha sağlıklı ve ekonomik olan bir alternatif ortaya koyun. İddialı bir açıklama olacak ama kimse bu saatten sonra çeşme suyu içmez. Çünkü vatandaş artık şebeke suyundan daha sağlıklı olan ambalajlı suyun tadından vazgeçmez. Yapılan spekülasyonlar vatandaşın kafasını karıştırmak ve fiyatları yükseltmekten başka bir şeye yaramaz" dedi.
'EKSİĞİMİZ VAR'
Sektör olarak özeleştiri de yapan Bakırcıoğlu, en önemli sorunlarının fabrikadan çıkan temiz suyun, tüketiciye ulaşması sürecinde yaşandığına dikkat çekerek, "İşte bu eksiklerimizi gidermemiz gerekiyor. Üretilen su, fabrikadan çıktıktan sonra kesinlikle güneşe maruz kalmamalı. EGESUDER olarak bu sorunun üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Öncelikli amacımız, suyun fabrikan çıkışı ile tüketiciye ulaşması arasındaki zinciri en sağlıklı hale getirmek" dedi.