Dünya'nın birçok ülkesinde, hayata geçirilen kreşle ile huzur evinin aynı alan içerisinde olması projesi için, Türkiye'de ilk olarak harekete geçen "İzmirli kuşaklar arası dayanışma hareketi", kentteki 27 huzur evi ve 144 kreşi mercek altına alıp izleme kararı aldı. Çocuklar ile yaşlıların barındığı bu yerlerde, kötü muamele ya da eksik hizmet durumunda, hareket üyelerinin bunları internet sitesinden teşhir edip, hukuksal mücadele başlatacağı öğrenildi. Hareketin kurucularından Avukat Senih Özay, "Hukuken onların başına bela olacağız" dedi.
Uygulandığı ülkelerde, başarılı sonuçlar alındığı açıklanan projenin Türkiye'deki ilk adımı İzmir'de atıldı. Avukat Senih Özay, İZFAŞ Eski genel müdürü ve gazeteci Feyzi Hepşenkal ile İşadamı Mehmet Soyer'in öncülüğünde projenin hayata geçmesi için, sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar kısa sürede karşılık buldu. Üye sayısı hızla artan hareket üyeleri, bir yandan bu yöndeki oluşumlarını sürdürdü, bir yandan da ilgi alanlarındaki konularla ilgili yeni çalışmalar başlattı.
Harekete geçen grup üyeleri, uzun görüşmeler sonrasında, sık sık kötü muamele ya da hizmetle gündeme gelen kreş ve huzurevi ile yaşlı bakım evlerini takibe aldı. Bunun için de, İzmir kent merkezindeki kreş ve huzurevi ile yaşlı bakım evleri tek tek adresleriyle tespit edildi. Ardından, bu yerlerden gelecek olan şikayetlere karşı çalışma yapmak için, üyelere mail gönderildi. Hareketin üyelerinden veya yakınları buralarda kötü muameleye uğrayanlardan gelecek bilgiler ışığında, bu işletmeler, kamuoyu önünde deşifre edileceği bildirildi. Ayrıca, yine ister özel, isterse de kamu için çalışan bu kurumlara karşı hukuki mücadele verileceği ifade edildi. Ayrıca işletmelere, ceza davalarının yanı sıra maddi ve manevi tazminat davalarının da açılacağı duyuruldu.
Hareketin öncülerinden Avukat Senih Özay, "İzmir bölgesindeki çocuk evleriyle, yaşlı evlerini tespit ettik. Onları mail yoluyla uyardık, kendimizi ve hareketimizi anlattık. Bunlardan birisinin çok kötü davrandığını ya da insanların sağlığıyla oynadığını yakaladığımız an o şirkete, dava açacağız. Bunun için kumu kurumu ya da belediye kurumu olmasının bir sakıncası yok. Hepsi gözlenecek. Yani o kurumlara, hukuken bela olacağız" diye konuştu.