İzmir'in özgürlüğe kavuştuğu gün, 9 Eylül 1922, sadece bu kadim şehrin değil, aynı zamanda tüm Türkiye'nin gurur dolu bir zaferin müjdesini aldığı an olarak tarihe geçti.
Yunan işgalinin ardından geçen acı dolu üç buçuk yıl boyunca süren zorlu mücadelenin sonunda, Türk süvarileri, halkın sevinç gözyaşları içinde İzmir'e girerek şehri kurtardı. İzmir Vilayet Konağı'nın balkonuna çekilen Türk bayrağı, sadece bu toprakların değil, bir milletin de yeniden doğuşunu simgeliyordu.
BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ
9 Eylül, İzmir ve Türkiye için zaferin ve özgürlüğün sembolü olarak hatırlanır.
Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğindeki Türk süvarileri, 9 Eylül 1922 sabahı şafak vakti, yalın kılıç ve büyük bir hızla İzmir'e girerek şehri Yunan kuvvetlerinden temizlediler. Artık Anadolu'nun dört bir yanı düşman ayaklarından arındırılmıştı, ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi nihayet meyvesini vermişti. Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nın bitiminde, İtilaf Devletleri ile imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası zor günler yaşamaya başladı.
Bu anlaşmaya dayanarak, İtilaf Devletleri Anadolu'yu işgale başladılar.
Paris Barış Konferansı'nda alınan kararla, İzmir ve çevresi Yunanistan'a verilmek istendi.
Amaç, Batı Anadolu'daki Türk varlığını sona erdirip, bu toprakları Yunanistan'a bağlamaktı.
Ancak bu işgal girişimi, Türk milletinin direniş ruhunu ateşledi. 15 Mayıs 1919 sabahı, Yunan işgal ordusu İzmir'e çıkarma yaptığında, gazeteci Hasan Tahsin'in sıktığı ilk kurşun, kurtuluş mücadelesinin kıvılcımını yaktı.
Ne yazık ki, Hasan Tahsin ve pek çok Türk bu cesur hareketin bedelini canlarıyla ödedi. Ancak bu direniş, Türk milletinin bağımsızlık yolunda attığı ilk adımdı ve sonrasında tüm Anadolu, düşmana karşı birleşerek özgürlüğünü kazandı.