KÜLTÜR VE SANAT BAŞKENTİ İZMİR - GÜRKAN ERTAÇ
Ünlü bestekar Yusuf Nalkesen'le Bostanlı Köprüsü civarında komşuyduk. Köprünün bir ayağı 6026 sokakta üstat oturur, ben diğer ayağı 6344 sokaktaki apartmanda. Son derece şık giyinirdi ünlü bestekar, takım elbise ve kravatı hiç eksik etmezdi.
Kısa sohbetlerinde de karşısındakini kırmayacak derecede centilmendi.
Bizim Yeni Asır'a da yazılar yazardı.
Şarkıların hem güftesini, hem de bestesini yapardı. 583 bestesi ve 1000 civarında da güftesi olduğunu söylerdi.
Büyük kızını dermansız hastalıktan genç yaşta yitirmek, bu emsalsiz insanı hayata küstürmüştü. Ama eserleri ve Karşıyaka'da adı verilen sokak, onu her zaman Türk Musikisi'nin baştacı olarak anmamızı sağlayacak.
ZEKİ MÜREN'E ZOR SÖYLENDİ
Askerliğini yaptıktan sonra İzmir Radyosu'nun açtığı sınav ile müzik hayatına ilk adımı atan Yusuf Nalkesen, 1951'de "Veda Busesi" isimli şarkıyı bestelemiş, büyük ün yapmış, milyonların diline düşmüştü. Zeki Müren'in bu şarkıyı okumasını istemişti, utandığından 10 yıl söyleyememişti.
Bir gazeteci arkadaşı Müren'e iletmiş, o okuyunca yurt çapında çok beğenilmişti. Nalkesen, besteleri yaparken adeta kelimelerle dans ettiğini, etrafında yaşanan tüm güzellikleri aşk ve tutkuyla yazdığını belirtmişti.
İŞTİP'TEN BASKILARLA GÖÇEN AİLE
Yedi kardeşin en küçüğü olarak Üsküp'ün İştip kasabasında dünyaya gelen Yusuf Nalkesen'in ailesi, gördükleri etnik baskılar sebebiyle kısa bir süre sonra yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ne göç etme ihtiyacı hissetmişler, bu nedenle ailesiyle İzmir'e göçen Yusuf Nalkesen, ilkokul ve üstün bir başarı gösterdiği ortaokulun ardından sınavsız Necati Bey Erkek Muallim Mektebi'ne alınır, öğretmen çıkar.
ESKİ UDLA GELEN MÜZ İK ZENGİNLİĞİ
Eline geçen eski bir udla çalışmaya başlayan sanatçı, kendi kendine telleri koparta koparta çalmayı öğrenir ve 8 saate varan çalışmaları sonucunda en zor saz eserlerini bile icra eder hale gelir. 1952 yılında açılan İzmir Radyosu Saz Sanatçılığı sınavıyla TRT kadrosuna giren Yusuf Nalkesen, sabahları okula, ardında da programa giderek sanat tutkusunun peşinden koşar.
SÜPER BESTELER FURYASI
1970'li yıllara kadar bu tempoda devam eden sanatçı, artık bestelere ağırlık vermeye karar verir.
Peş peşe süper eserler çıkar: "İçimdesin", "Söylemez mi Bestem?", "Seninle Bir Sonbahar", "Kimi Dertten İçermiş", "Yalan Değil", "Avuçlarımda Hala", "Kapın Her Çalındıkça", "Sormamışsın Hiç Kimseden", "Madem Küstün", "Dargın Ayrılmayalım" ve "Gölgesinde Mevsimler".
İNCİ'NİN KAYBI HAYATA KÜSTÜRDÜ
Yusuf Nalkesen, 1948 yılında Meliha Nalkesen'le evlenmiş; İnci, Süleyman, Ebru ve Selçuk adlarında dört çocuk sahibi olmuştu. Ancak en büyük çocuğu İnci'yi 22 Şubat 1982 tarihinde kanserden kaybeder, hayata küser. 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca Devlet Sanatçısı unvanını alan Türk sanat dünyasının en önemli isimlerinden Yusuf Nalkesen, 2003 yılının ilk saatlerinde, 6 aydır sürdürdüğü böbrek tedavisi için hastaneye gitmeye hazırlanırken, kalp krizi geçirerek hayata veda etti. Nalkesen'in, Nesrin Sipahi tarafından ünlenen bestesindeki şu sözler son yıllara serzenişini, yalnızlığını anlatmaya yeter:
Hele bir düşte gör, düşte gör bir an
Bulunmaz inan ki, hatır soran! Sen düşmanlarından görmediğini görürsün En canın, en yakınından Kader bu, söyleyin ne gelir elden Düşenin dostu olmazmış ezelden Hele düş, tekini bulamazsın sen!.. Allah'ım verdiğin, şu aziz canı, Alıver kimseye muhtaç etmeden. Kader bu söyleyin ne gelir elden? Düşenin dostu olmazmış ezelden!..
Ruhun şad olsun büyük sanatçı...