Bir kız ‘Masal’ından ‘Bilge Kadınlar’a

Bugüne kadar 100'ün üzerinde ulusal ve uluslararası karma sergide eserleriyle yer alan, Fransa Ulusal Güzel Sanatlar Topluluğu'nun (SNBA) hem altın hem gümüş madalya ile onurlandırdığı İzmirli ünlü ressam Filiz Pelit, Kültürpark için "Sanat Köyü olsun" çağrısı yaptı. Halen içinde bir müze, sanat merkezi ve açık hava tiyatrosunu barındıran Kültürpark'ın bir sanat köyü projesiyle yıldızının parlayacağını söyleyen Pelit, "İzmir böyle bir projeyle sanat kenti olur. Ailelerin çocukların, 7'den 70'e herkesin katılabileceği sanat atölyeleriyle kentin dokusu sanatla beslenir. Bu hem İzmir'in turizmine hem İzmir markasına hem şehir ekonomisine katkı sağlar. Bu proje gerçekleşirse İzmir geleceğine en güzel yatırımı yapmış olur" dedi.

İZMİR'İN SEVİNCİ

İzmir'in adeta simgesi haline gelen Sevinç Pastanesi'nin de sahibi olan Pelit, "Bir markanın yaratılması kalplere nasıl dokunduğunuzla ilgilidir. İzmir'in Sevinci olmamızı biz bu dokunuşa borçluyuz. Sanat da kalbe iyi gelir. Kültürpark eğer sanat köyü olursa, İzmir'in kalbi sanatla dolacak" diye konuştu. Sevinç Pastanesi'nde buluştuğumuz Filiz Pelit ile sanatı konuştuk.

RESİM SANATIYLA İLİŞKİNİZ NE ZAMANA DAYANIYOR?

Kendimi bildim bileli resim yapmayı seviyordum. İlkokuldan itibaren defterlerimin kitaplarımın yanı hep küçük çizimlerle doluydu. İlkokulda resim yarışmasından aldığım ödül beni cesaretlendirdi. Lisede artık meslek olarak resimi seçeceğimi biliyordum. Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü sınavlarını kazandım ve hayatımın en keyifli eğitim dönemini geçirdim. Bitsin istemedim. 1985 yılında mezun oldum ancak 1983 yılında henüz okurken ilk karma sergiye katıldım, bir yıl sonra ise ilk kişisel sergimi açtım ve tam 30 küsur yıldır resimle uğraşıyorum.

EN BÜYÜK TERAPİ

Sizce sanat insanların hayatına nasıl dokunuyor?

Sanat en büyük terapi. Düşünsenize tüm duygularınızı, sevincinizi üzüntünüzü mutluluğunuzu yansıtabileceğiniz kendinizi ifade edebileceğiniz bir kanal var. Bu ister resim, ister müzik isterse tiyatro, edebiyat, heykel olur. Neye yeteneğiniz varsa. Çocuklarınıza resim yaptırdığınızda hem onun ruh durumunu anlayacak ipuçları verir hem de onun deşarj olmasını hayal gücünün gelişmesini sağlar. Sanatın iyileştirici gücü olduğunu biliyoruz.
Dünyamızı daha yaşanır kılıyor sanat. Güzelleştiriyor, sınırları kaldırıyor, uygarlığı geliştiriyor. Dünyayı sanat değiştirecek .

2006 yılındaki 'Masal' serginizde kız çocuklarını anlatmıştınız, son serginiz ise 'Bilge Kadınlar' olarak büyük ilgi gördü. Kız çocuklarından Bilge Kadınlar'a ulaşan süreç neyi anlatıyor?

Haklısın, Masal serisiyle küçük kız çocukları doldu tuvallerime. Çocukların eşsiz hayal gücü, umutları, renkli dünyaları, her şeyi yapabileceklerine olan inançları bana ilham oldu. Ruhlarının penceresi olan, kocaman gözleriyle merakla bakıyorlardı dünyaya. Bizler büyüdükçe hayatın ağırlığı ve zorluklarıyla grileşiyoruz, umudumuzu kaybediyoruz. "Masal" serisi bize vazgeçmemeyi, umudu hatırlatıyor. O nedenle resimlerim de çok renkliydi. "Düş Çocukları" ve "Düşlerinle Büyü" serisiyle o çocuklar büyüdü. Kendine yeten, özgür, mutlu kişilere dönüştüler. Şimdi de "Bilge Kadınlar" serisiyle kendi içinde kavgası bitmiş, sakin, yetkin, çağdaş, bilgisi yoğun, bunu başkaları için en doğru şekilde kullanan mutlu kadınlara dönüştüler. Planlamadan kendiliğinden oluşuyor konular. Bundan sonrasını da her fırça vuruşumda süreç içinde oluşacak bir macera olarak görüyorum. Amacım doğru, plastik dengesi, rengi, kompozisyonu yetkin resimler yapabilmek.

SANATSAL YOLCULUK

Özellikle kadın portreleri yapmanızın nedeni ne?

Her sanatçının sanat dilini oluştururken bir seçimi vardır. Kimi soyut, somut, renkçi, figüratif... Benim tercihim figüratif yarı soyuttu. İnsan en iyi bildiğini en güzel yaparmış. Belki de kendimden yola çıktım, tarihsel süreci inceledim, etrafımdaki olayları vizör gibi gördüm, yansıttım. Tarihsel süreçte mitolojide çok zengin bir kaynak kadınlar. Kız çocukları da onların özü. Küçük kız çocuklarının büyümesi ve bilge kadınlara dönüşmesi keyifli bir sanatsal yolculuk bana göre. Sanat köyü Kültürpark

İZMİR'DE SANATLA İLGİLİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ BİR PROJE VAR MI?

Kamu ve özel kurumların sanata gösterdiği ilgi giderek artıyor. Uygarlığın en birinci belirteci sanattır. İzmir en modern çağdaş öncü şehir diyoruz. Neden sanatta da böyle olmasın. Uluslararası önemli etkinlikleri İzmir'e taşıyalım.​ Kültürpark kocaman bir alan, sanatçı köyü yapılabilir.
Yurt dışından turistler geliyor. İnsanların uygulama yapabilecekleri izleyebilecekleri alanlar yapılır. Küçük tiyatrolar olur. Çocukların oynayacağı alanlar olur. Orası bir sanat lunaparkı gibi olur. Çocuğunuzla gezip eğlenip etkinliklere katılabileceğiniz bir proje olabilir. Yarışmalar, atölyeler yapılabilir. Sanatçıların hayat hikayelerini çocuklara kuklalarla anlatabilirsiniz. Böyle bir projenin İzmir'e büyük katkısı olur. Hem sosyal yapıda hem ekonomik yapıda kentin vizyonuna değer katar.

ULUSLARARASI 2 ALTIN MADALYA

Bugüne kadar nerelerde sergi açtınız?

21 kişisel sergi ve 100'ün üzerinde ulusal ve uluslararası karma sergi, bienal ve çalıştaylara katıldım. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği üyesiyim.
2008 yılından sonra Türkiye delegasyonuna katıldım. SNBA (Societe National Des Beaux-Arts), Pariste Louvre Müzesi içinde Carroussel salle de notre salonunda her yıl aralık ayında uluslararası güzel sanatlar sergisi düzenleniyor. Bu sergi ülkelerin delegasyon olarak ve bireysel sanatçıların katılımıyla olan binlerce kişinin gezdiği, konsolosların yer aldığı büyük bir organizasyon. 2004 yılından itibaren Ressam Nurhilal Harsa'nın başkanlığında Türkiye'nin çeşitli illerinden ressam, seramik sanatçısı ve heykeltıraşlarla katıldığımız sergilerimiz oldu. 2011 ve 2016'da altın madalya aldım. Ayrıca delegasyon olarak aldığımız altın gümüş ve bronz madalyalar ve bireysel sanatçı arkadaşlarımın madalya, jüri özel ödülü ve onur ödülleri bulunuyor. Ressam Serdar Leblebici de katalog ve sergi kurulumunda müthiş bir sunum gerçekleştiriyor. Ayrıca diğer sergilerimden başarı plaketi, teşekkür ve onur belgeleri, kurum ödüllerim de var. Hakan Esmer başkanlığında Alarm Art grubuyla yaptığımız ulusal ve uluslararası sergi, çalıştaylar dışında sanatçı arkadaşlarımla İspanya, Lüksemburg, Amerika ve Paris'te karma sergiler yaptık.

NİHAN YARKENT İNCE