Aydın Karacasu'ya özgür kırmızı toprağın işlemesiyle antik dönemlerden beri yapıldığı bilinen çömlekçilik günümüzde de geleneksel yöntemlerle 30'u aşkın atölyede yapılmaya devam ediliyor. Bu atölyelerden birinin sahibi olan Ahmet Altınçöp, 5 yaşındayken yani 67 yıl önce çamuru nasıl hayat verdiklerini Yeni Asır'a anlattı.
Altınçöp, "Topraklık mevkinde çıkarılan kırmızı toprak, traktör ve kamyonlarla atölyelerimize taşınıyor. Burada elenen topraklar öğütüldükten sonra çamur karma makinaları yardımıyla suyla buluşturulup çamur haline getiriliyor. Süzülen karışım, çamur dinlendirme havuzlarına aktarılıp bekletiliyor. Sonra yoğurma kazanlarına konulup, çömlekçi çarkında kullanılacak duruma gelinceye kadar yoğrulur.
Daha sonra biz ustalar yoğurma işlemi tamamlanan çamura güveç, saplı tava, tepsi, bardak, mumluk, şekerlik, küllük, kürdanlık, vazo, çaydanlık, cezve, saksı şeklini veririz. Bu ürünler ardından 700 derece fırınlarda pişirilerek hazır hale getirilir" dedi. Kendi deyimiyle "çamura aşık olan" Altınçöp, ilerleyen yaşına rağmen tek başına çalışıyor. Altınçöp, günde 8 saatini harcadığı işini Allah ömür verdikçe sürdüreceğini belirterek, "Bu ocağa girmedim mi kendimi huzursuz hissediyorum. Yılın 365 günü girmem lazım. Bir gün çamuru ellemediğinde ertesi gün çalışmak zor gelir. Zaten bu mesleği yapan artık kalmadı sayılacak kadar az. Yetiştirecek bir çırağının olmamasının üzüntüsünü yaşıyorum" dedi.
ARABİSTAN'A SATIYORLAR
Çömlekçiliğin güç kuvvet isteyen bir iş olduğuna dikkati çeken Altınçöp, bu meslekte "tamam oldum" denmesi için bir kişinin en az 5 yıl çalışması gerektiğini dile getirdi. Altınçöp , "Testilerimiz Türkiye'nin dört bir tarafında gidiyor. Zaten Karacasu testisi ünlüdür. Ürünlerimiz Çanakkale, Bursa, Eskişehir gibi birçok şehirlere gidiyor. Yurt dışında da çoğunlukla Arabistan'a gidiyor ama son zamanlarda da testilerimizin İstanbul'dan Avrupa'ya da gönderildiğini duyuyoruz. Ben artık bu işi zevk için yapıyorum. Yaş 72 oldu ve güç isteyen bir meslek bu" diye konuştu.
■ İHSAN KARATAŞ