Matcha, Japon kültüründe yüzyıllardır önemli bir yere sahip olan, özel bir yeşil çay türüdür. Diğer yeşil çaylardan farklı olarak, yalnızca yaprakların demlenmesiyle değil, yaprakların tamamının öğütülerek toz haline getirilmesiyle elde ediliyor. Bu yöntem sayesinde Matcha tüketildiğinde çay yaprağının tüm besin değerleri vücuda alınmış oluyor. Yüksek klorofil içerdiğinden parlak yeşil rengi hem görüntü açısından dikkat çekiyor hem de sağlıklı bir alternatif sunuyor. Özellikle son yıllarda, sağlıklı yaşam ve beslenmeye olan ilginin artmasıyla Matcha batı ülkelerinde de popülerlik kazanmaya devam ediyor. Enerji verici etkisi, antioksidan açısından zengin yapısı ve kahveye nazaran daha dengeli bir uyarılma hissi sunması, bu içeceğin birçok kişi tarafından günlük rutine eklenmesine neden oldu.
HASSAS BİREYLER
Her ne kadar Matcha sağlık açısından birçok fayda sunsa da bazı durumlarda dikkatli tüketilmesi gerekebilir. İçeriğinde bulunan kafein, hassas bireylerde huzursuzluk, uykusuzluk, baş ağrısı veya çarpıntı gibi yan etkilere yol açabilir. Özellikle yüksek miktarda tüketildiğinde ya da konsantre Matcha takviyeleri kullanıldığında karaciğer enzimleri üzerinde baskı oluşturabilir ve bazı ilaçlarla etkileşime girebilir. Bu nedenle düzenli ilaç kullanan ya da kronik sağlık sorunları olan bireylerin doktorlarına danışmadan yüksek miktarda Matcha tüketmemeleri önerilir.
DEMİR EKSİKLİĞİ
Son dönemde sosyal medyada gündeme gelen bir diğer konu ise Matcha'nın demir emilimini engelleyip engellemediğiyle ilgilidir. Uzmanlara göre, Matcha'daki bazı maddeler bitkisel besinlerdeki demirin vücut tarafından emilmesini zorlaştırabilir. Bu durum, özellikle demir eksikliği olan kişiler için önemlidir. Et gibi hayvansal kaynaklı demirde ise bu etki daha azdır. Bu yüzden demir açısından zengin bir öğünden hemen sonra matcha içmemek, demirin daha iyi emilmesi için faydalı olabilir.

