AK Parti il başkanlarına konuşan Erdoğan, CHP Genel Başkan adayı Kılıçdaroğlu için de, "Taklitçi, fırsatçı, kurultay mühendisi" tanımlamasını yaptı. Gürsel Tekin ve Önder Savı'ı da sert dille eleştirdi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hakkındaki kaset skandalının patlak vermesinin ardından hükümeti suçlayarak istifa eden CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'a, Ergenekon göndermesiyle karşılık vererek, "Bu kirli tezgahın sorumlularını AK Parti'de, AK Parti iktidarında değil, gitsinler avukatlığını yaptıkları çetelerin, mafyaların, karanlık örgütlenmelerin içinde arasınlar" dedi. AK Parti il başkanlarına konuşan Erdoğan, şu mesajları verdi:
CHP'YE YÜKLENDİ
- BAYKAL'IN KASET SUÇLAMASI: Sorumlu arıyorlarsa AK Parti'ye değil, önce kendilerine baksınlar. Zaten her şey peyderpey ortaya çıkıyor. Bu kirli tezgahın sorumlularını AK Parti iktidarında değil, gitsinler avukatlığını yaptıkları çetelerin, mafyaların, karanlık örgütlenmelerin içinde arasınlar. Bu çirkinliklerin merkez üssünü AK Parti'de, AK Parti hükümetinde değil, sırtlarını dayadıkları statükoda, sırtlarını dayadıkları siyaset dışı karanlık güçlerde arasınlar. Karanlık ilişkilerin, kirli hesapların, belden aşağı vurmaların bizim kitabımızda yeri yoktur. Biz mertçe çıkar siyasi alanda mücadele ederiz. Kendi özel meselelerini siyasi istismar malzemesi yapmayı da yanlış buluruz.
- YARGININ İŞİ: Ne dediler? 'Başbakan bunu ortaya çıkarmalıdır'. Ben senin memurun muyum yahu? Bu işi ortaya çıkaracak olan yargıdır. Yargı süreci başlamıştır, iş bitmiştir.
- ULUSAL KRİMİNAL BÜROSU: Çeşitli kriminal incelemelerde bulunan bir kuruluşun temsilcileri açıklamalar yaptı. Benimle ilgili de değerlendirme yaptılar. Ben hiç hatırlamıyorum. Tanımıyorum, bilmiyorum bile. Nereden çıktılarsa çıktılar, ortaya bir açıklama yaptılar. İhtiyaçları olanlar tabii böyle bir yere başvurmuş olacaklar. Ama bu ülkenin TÜBİTAK'ı var, bu ülkenin Adli Tıp'ı var. Bu konuda en yetkili olan, akredite olan kuruluşlar bunlardır. Yapılması gereken bir şeyler varsa bunlar vasıtasıyla yapılır.
- KEMAL KILIÇDAROĞLU: Bu senaryonun yazarı olarak bizi itham etme gafletine düşeceklerine, ilk günden itibaren çarşaf çarşaf hadiseyi büyütenlere, istifa çığlıkları atanlara, bir kez daha kurultay mühendisliği yapanlara dikkat etsinler.
- GÜRSEL TEKİN: Timsahlar görüntülerde, gözyaşları görüntülerde. Niye başka yerde arıyorsunuz? Şimdi nerede o timsahlar? Bunlar köşe yazısı değil, kameralarla tespit edilmiş. Sağa, sola gitmeye gerek yok.
- ÖNDER SAV: Sezar, 'sen de mi Brütüs?' sözünü söyledikten sonra, 'işte şimdi yıkıldım' dedi ya... Şimdi yıkılanlar AK Parti'ye çamur atacaklarına önce o Brütüslere baksınlar. Kazan kaldıranlara, 'geri dönme' çağrısı yapanlara, milletvekillerine baksınlar. Öyle şeyler oluyor ki bakıyorsunuz, o konuşmalar yapıldığı andaki sahneler... Ondan sonraki sahneler... Bunlar tarihe çok ilginç kayıtlar olarak düşecekler. Dürüstlüğün, siyasi dürüstlüğün kitabıdır bu aslında. Onu görecekler.
- SİYASETTE YALAN: Siyasette yalan egemen olduğu sürece bu siyasetçiden hiçbir şey olmaz. Bu olay üzerinden siyasi fırsatçılık yapanlara, ayak oyunu oynayanlara, yıllarca beraber yürüyüp de şimdi kuyu kazarak birbirlerini engellemeye çalışanlara baksınlar.
- KEMAL KILIÇDAROĞLU: Tespit yapıp çözüm üretmedikten sonra benim milletimi aldatamazsın. 'İşsizlik bu ülkenin sorunudur.' Bunu senin söylemene gerek yok ki, bunu el alem biliyor. Nasıl çözeceksin onu anlat. 'Biz iktidar olduğumuz zaman onu göstereceğiz.' İktidar olamayacaksın ki. Yolunu göster, yolunu. 'Yolsuzluklar...' Aynaya bakacaksın. Önce aynaya bakacaksın.
- TAKLİT EDİYORLAR: Gelecek nesillere seviyeli siyaset, güzel bir üslup bırakmanın mücadelesini veriyoruz. Sırtını milletten başka hiçbir yere dayamadan siyaset yapılacağını ispat ettik. Şimdi hamdolsun bizim bu anlayışımızı taklit etmeye çalışanlar var. Şimdi yola çıkan bazıları, aynı argümanları kullanma gayreti içine girdiler. Fakat bu yaşanır, konuşulmaz. Bunları konuşacaksın, ondan sonra da bu ülkede siyaset mühendisliğini bizzat uygulayacaksın...
- ZİHNİYET DEĞİŞMELİ: Düne kadar bu malum kadronun içinde olup statükoyu koruyanlardan ciddi bir değişiklik beklemek nafiledir. Önemli olan koltukta oturanların değil, zihniyetin değişmesidir.