Restoratif Diş Tedavisi Uzmanı Dr. Gülşah Yenier, "Günümüzde diş erozyonları ile sık karşılaşılmakta, bu da ele alınması gereken önemli bir konu haline gelmektedir. Hastalar, bu diş sorunlarıyla karşı karşıya geldiklerinde en büyük faktörlerden birinin en sevdikleri gazlı içecek, meyve suyu veya sporcu içeceği olduğunun farkında bile değiller" dedi.
GERİ DÖNÜŞÜ YOK
"Dental erozyon, asit kaynaklı oluşan lokalize, kronik, patolojik ve geri dönüşümsüz diş sert doku kaybıdır. Diş çürüklerinden farklı olarak diş plağında bulunan bakteriler tarafından üretilen asit yerine, diş minesinin; genellikle gazlı içecekler, soda (karbonatlı), birçok doğal meyve suyu, enerji ve spor içeceklerinde bulunan asitler ile çözülmesidir" diyen Yenier, "Diş sert dokusu bir kez kaybolduğunda, bu yüzey tabakası doğal olarak geri kazanılamaz. Bu nedenle, diş erozyonu uzun dönemde zararlı olabilen ve dişlerin şeklini ve estetiğini etkileyen, sürekli ve geri dönüşümsüz diş yüzeyi kaybına neden olabilir. Kompleks bir nedene sahip olan erozyon, yiyecek ve içeceklerin kimyasal özellikleri, bireylerin beslenme alışkanlıkları ve davranışsal özellikleri, tükürük ve dişin yapısı tarafından etkilenmektedir" diye konuştu.
Yenier, diğer faktörler arasında ise içeceğin türü, asit miktarı, içeceğin alınma sıklığı, maruz kalma süresi ve sıcaklığının yer aldığını söyledi.
Asidik içeceklerin tüketilme sıklığının öğünler ile birlikte sınırlandırılarak azaltılmaya çalışılması gerektiğini belirten Dr. Gülşah Yenier, "İçeceklerin ağızda çalkalanarak ya da bekletilerek yutulması yerine pipet ile içilmesi minimum ağız teması sağladığından sıvının geniş yayılımı önlenmelidir. Ayrıca tükürük akış hızının azaldığı egzersiz sonrasında veya gece yatmadan önce içilmemesine, tüketildikten hemen sonra da dişlerin fırçalanmasına dikkat edilmelidir" diyerek tavsiyelerde bulundu.