Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehlika Öktem anlattı...
Son yıllarda yapılan bir araştırma, çocukluk alerjilerinin aslında bağırsak mikrobiyomuyla yani vücudumuzda yaşayan bakteri ve mikroorganizmalarla bağlantılı olabileceğini gösteriyor. Egzama, astım, gıda, toz ve polen alerjisi gibi yaygın alerjilerin, bağırsak florasındaki dengesizlikle nasıl ilişkili olabileceğini keşfeden bilim insanları, bu bulguların alerjilerle mücadelede yeni yollar açabileceğini söylüyor. Bağırsak mikrobiyomu, sindirim sistemimizde bulunan milyarlarca bakteri, virüs ve mantardan oluşan bir topluluktur. Bu mikroorganizmalar, sağlıklı bir bağışıklık sistemi ve sindirim için çok önemli rol oynar. Fakat bu mikroorganizmaların dengesizliği, vücudun farklı bölgelerinde iltihaplanmaya ve bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesine yol açabilir. İşte bu dengesizlik, çocuklarda alerjilerin gelişmesinin temel sebeplerinden biri olabilir. British Columbia Üniversitesi ve BC Çocuk Hastanesi'nden bilim insanları, bebeklerin bağırsak mikrobiyomları ile alerjiler arasındaki ilişkiyi inceledi. Araştırma, doğumdan itibaren 5 yaşına kadar takip edilen 1115 çocuğun klinik verilerini içeriyor. Çalışma, bazı çocuklarda bağırsak florasında dengesizlik olduğunu ve bu dengesizliğin alerjik hastalıkların gelişimine yol açtığını gösterdi. Özellikle, 5 yaşına geldiklerinde alerji geliştiren çocukların bağırsaklarında belirgin bir bakteri izi tespit edildi. Bu bakteri izi, bağırsak florasındaki dengesizliği ve bunun bağışıklık sistemi üzerindeki olumsuz etkilerini gösteriyor. Bilim insanları, bu bulguların alerjiye yatkınlıkla ilgili yeni tedavi yöntemlerinin gelişmesine yardımcı olabileceğini söylüyor. Bağırsak florasının dengesizliği, birçok farklı faktörden kaynaklanabilir. Bebeklerin nasıl doğduğundan tutun, ne tür bir beslenme aldıklarına, antibiyotik kullanımlarına kadar pek çok etken bu durumu etkileyebilir. Örneğin, antibiyotikler bağırsaktaki sağlıklı bakterileri yok edebilirken, emzirme bebeğin bağırsak florasını güçlendirir ve bağışıklık sistemini korur.
YAŞAM TARZI SEÇİMLERİ
Yaşamın ilk yılında antibiyotik kullanımı gibi faktörlerin alerjik bozukluklara yol açabileceğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte, ilk altı ay boyunca emzirme de, çocukların alerjilere karşı korunmasına yardımcı olabilmektedir. Bu araştırmalar, alerjilerin önlenmesi için bağırsak florasını düzeltmeye yönelik tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bağırsak mikrobiyomundaki dengenin sağlanması, çocukların alerjilerle mücadele etme kapasitesini artırabilir. Son yıllarda oldukça popülerleşen dışkı mikrobiyom analizi ile diyet planlaması yaparak alerjik bireylerin de diyetlerini kişiselleştirebiliyoruz. Burada doğru yaklaşım tek bir modele bağlı kalmadan, danışanın ihtiyaçlarına ve bağırsak çeşitliliğine göre uygun bir diyet modelinin hazırlanması ve gerekli besin takviyelerinden destek alınarak ilerlemektir.
DENGE KORUNMALI
Bağırsak mikrobiyomu, besin emilimi, metabolizma ve genel sağlık üzerinde doğrudan etkili olduğu için, kişiye özel diyet planı oluştururken bu verilerden faydalanmak, danışanların diyetlerine daha kolay uyum sağlamalarını ve semptomların hafiflemesini sağlayabiliyor. Ayrıca, sağlıklı beslenme ve düzenli olarak emzirme, çocukların bağışıklık sistemlerini güçlendiren önemli faktörlerdir. Beslenme şekli, mikrobiyom dengemizi doğrudan etkiler ve bu dengeyi korumak, alerjik hastalıkların gelişmesini engellemeye yardımcı olabilir. bu nedenle çocukluk alerjilerinin temeli bağırsaklarımızda gizli olabilir. Bağırsak florasında meydana gelen dengesizlikler, alerjilerin gelişiminde rol oynayabilir. Emzirme, sağlıklı beslenme ve antibiyotik kullanımına dikkat etmek, bu tür hastalıkların önlenmesinde önemli adımlardır. Alerjilerle mücadele etmek için yapılan araştırmalar, bize bu konuda umut verici çözümler sunuyor. Bağırsak sağlığımızı ihmal etmeyelim, çünkü sağlıklı bir bağışıklık sistemi ve alerjilerden korunma, doğru beslenme ve yaşam tarzı seçimleriyle mümkündür.
BU BESİNLERE DİKKAT
Alerji semptomlarını azaltmak için bağırsak mikrobiyomunu iyileştirmek önemlidir. Probiyotik (yoğurt, kefir, fermente gıdalar) ve prebiyotik (soğan, sarımsak, muz) besinler tüketmek, yararlı bakterileri destekler. Lifli gıdalar, sebzeler, meyveler ve tam tahıllar, mikrobiyomu güçlendirir. Ayrıca, antibiyotik ve işlenmiş gıda tüketimini sınırlamak, şekerden kaçınmak ve stres yönetimi uygulamak bağırsak sağlığını iyileştirir. Bu adımlar, bağışıklık sistemini dengeleyerek alerji semptomlarını hafifletebilir. Ayrıca alerjiye iyi gelen besinler arasında kuersetin bakımından zengin soğan, biber, kızılcık, elma, yaban mersini, çilek, kara lahana ve brokoli yer alır. Ananas, içerdiği bromelain enzimi sayesinde burun şişkinliğini azaltır ve nefes almayı kolaylaştırır. Omega-3 yağ asitleri ise bağışıklık sistemini güçlendirir; bu yağ asitlerini balık, keten tohumu, chia tohumu ve semizotu gibi gıdalarda bulabilirsiniz. Ayrıca zerdeçal, içerdiği kurkumin ile şişkinlik ve iltihapları azaltarak alerji belirtilerini hafifletebilir.