• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Şansımız varsa hepimiz yaşlanacağız! FİLİZ İÇKE ÖNAL

Şansımız varsa hepimiz yaşlanacağız!

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.02.2018, 00:00

"Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse", Çoğu yaşlı iç çekerek söyler bu sözü...
Artık yapamadıklarının, yapamayacaklarının verdiği hüzünle...
Gençliğe özlemle. Geçmiş pişmanlıklarla...
Kırılgan, masum, savunmasız...

Tıpkı çocuklar gibi...

Çocuklaştıkları doğru ama çocuklar gibi büyümüyor onlar...
Çocuklar öğrenirken onlar unutuyor..
Çocuklar büyürken onlar ölüme biraz daha yaklaşıyor.
Avuç avuç yutulan haplar, 4 duvar arasında bir yaşam, her gün artan ağrılar...
Belki bir parça huysuz, hatta bencil yapıyor onları...
Yaşlı nüfusumuz giderek artıyor, sorunları da öyle...
Hiç kolay değil, maddi manevi zorluyor şartlar.
Ama yine de büyüklerimiz için "elimizden geleni" yapıyoruz değil mi?

PAMUKLARA SARARIZ

Bu toplumdaki "hayırlı evlat" kavramı var ya, hiç düşünmeden net bir biçimde söyleyebilirim ki, bu özelliğimizle dünyanın geri kalanına açık ara fark atarız.
Çünkü biz, yaşlılarımızı "pamuklara" sararız.
O kötü örnekler de 'istisna'dan öteye gidemezler...
Sevgi, saygı ve fedakarlıkta eksiğimiz yok, fazlamız var ama yeterli mi?
Hayır.
Yaşlıların sosyal hayata katılımını sağlamak, bakım ihtiyaçlarını karşılamak, sağlık ihtiyaçlarını gidermek konusunda daha yapılacak çok iş var.
Ve onları anlamak konusunda..

"BENİ YAŞLANMADAN ANLA"

Orson Welles'in o "yaşlı ve meşhur" şarkısındaki gibi "I know what it is to be young/ But you don't know what it is to be old" (Ben genç olmanın ne olduğunu biliyorum.
Fakat sen yaşlılığın ne olduğunu bilmezsin.) Bu ölümsüz dizeler, aslında "Beni yaşlanmadan anla" demenin en naif halidir...
Ve şansımız varsa biz de yaşlanacağız...
O halde yaşlanmadan anlamaya çalışalım...
Biraz da yaşlı psikolojisinden bahsedelim mi? Çocuklar, ergenler, yetişkinler derken aslında yaşlılara sıra gelmiyor ama psikiyatrinin bir bölümü de tamamen yaşlılarla ilgili aslında. 2009 yılında Doç. Dr. Çağrı Yazgan'la yaptığımız röportajdan bir alıntı ile devam edelim:

SOKAĞA ÇIKIP NE YAPSIN!

"Çalışmalarını Amerika'da sürdüren Yaşlı Psikiyatrisi Uzmanı Doçent Dr. Çağrı Yazgan'la ülkemizde yaşlılığı konuştuk.
Dr. Çağrı Yazgan'a göre yaşlılarımızın en büyük sorunlarından biri sosyal yaşamda yer bulamamaları: "Özellikle büyük şehirlerde kadınların sosyalleşme alanı ev gezmeleri ile, erkeklerin sosyalleşebileceği alanlar ise kahvehane ve camilerle sınırlı.
Camiler de çok sosyal ortamlar değiller.
Daha çok ibadet ağırlıklı ve sosyallik biraz daha kenara itilmiş durumda.
Oysa Amerika'da kiliselerde ibadetin yanı sıra çok ciddi sosyal etkinlikler düzenleniyor. Bu da yaşlıları toplumda daha aktif ve mutlu kılıyor." "Ama zaten yaşlılarımız da evden pek çıkmıyor" diyecek oluyorum ki, Çağrı Hoca'nın cevabı hiç gecikmeden geliyor: "Çıkmaları için olanak da yok zaten. Kimsenin onlara saygısı yok çünkü. Yollar delik deşik, yürüyemez. Ne araba yol verir, ne yaya.
Tabii bir de yaşlı iseniz kötü niyetli birinin elinizden çantanızı kapma riski daha yüksek. Bu şartlar altında evden çıkmıyor diye yaşlıya mı kızmalıyız?" Çağrı hocamın söylediği her cümle öyle kıymetliydi ki, hiçbirini kısaltmaya kıyamadığımdan, röportajımızı 3 gün sürdürmüştük o dönem.
Bu yazıda sadece bir bölümü paylaştım ama daha aktarmak istediğim o kadar çok bilgi var ki.
Belki haftaya da devam ederiz. Madem yaşlı nüfusumuz giderek artıyor, madem bu konuda çözüm bekleyen sorunlar var, biz de fırsat buldukça konuyu dile getirip, çözüm arayışlarına katkıda bulunuruz, ne dersiniz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA