• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Ceza kanunundaki 12 yaş meselesi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04.11.2016, 00:00

Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda birçok konuyla ilgili değişikliği öngören yasa tasarısı, geçen hafta itibariyle TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Yine ilgili STK'lar ve kamuoyunda tartışılmadan... Bu hafta içinde de TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülmesi bekleniyor.
Önemli hususlar var, söz konusu yasa tasarısı içerisinde. Örneğin Türk Ceza Kanunu'nun çocuklara yönelik cinsel şiddet ve istismar suçlarını düzenleyen ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 103. maddesinin 1. ve 2. fıkralarının da yeniden düzenleneceği belirtiliyor.
Yeni maddede cezaların yaşa göre kademelendirildiği ve "mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza istismar durumunda 10 yıldan, sarkıntılık durumunda 5 yıldan az olamaz" cümlesinin eklendiği söyleniyor. Ayrıca 103. maddenin 2. fıkrası da eski şekliyle aynen korunmuş ancak sonuna "mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması halinde verilecek ceza 18 yıldan az olamaz" ibaresi eklenmiş.

ÇALIŞMA GRUBUNUN AÇIKLAMASI

Bunun üzerine kadın derneklerinin oluşturduğu çalışma grubu bir açıklama yaparak, 103. maddeyle ilgili yapılan bu yeni düzenlemede eksikler ve yanlışlar olduğunu belirtti. Bunlardan biri 12 yaş kademelendirmesinin gerekçesi.
Neden 12-15 yaş arasındaki çocuklarda rıza aranacak? 12 yaşındaki çocuğun, adı üstünde çocuğun rızası mümkün olabilir mi, böyle bir rıza kabul edilebilir mi?
Bu sınırlamanın kız çocuklarının küçük yaşta evliliklerin önünü açma riski taşıdığını da göz ardı etmemek gerekiyor.
Ayrıca, maddenin 1. cümlesinde sözü geçen "çocuk" kelimesinden neyin anlaşılması gerektiğinin açıkça ifade edilebilmesidir.
Bunun için de maddenin başına çocuğun tanımı ile ilgili, "TCK'nın 6/1-b" maddesine atıfta bulunan bir cümle eklenmelidir. Böylece çocuk deyiminden, uluslararası sözleşmelerde de belirtildiği gibi "18 yaşını doldurmamış kişi" net anlaşılacak ve olası yanlış kararların önüne geçilebilecektir.
Yine aynı maddede hakimlerin verdiği kararların çocuğun dezavantajına sonuçlanmaması için rıza yaşının 15 olduğu mutlaka belirtilmelidir. Böylece N.Ç. davasında olduğu gibi, 25 kişi tarafından tecavüze uğrayan 13 yaşındaki bir kız çocuğunun rızası olduğu gerekçesiyle sanıklara alt sınırdan ceza verilmesi gibi utanç verici kararların önü kanunen kesilmiş olacaktır.

HAKLARA DAİR KANUNLAR

Ayrıca bu maddeye bağlı olarak, imam nikahı yoluyla erken evliliklerin önüne geçebilmek için, TCK'nın iptal edilen 104/2 maddesinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Faille mağdur arasındaki yaş farkının 5 yaştan büyük olması durumunda şikayet koşulu aranmaksızın bunun cinsel istismar olduğunun açıkça belirtilmesi ve cezanın artırılması şarttır.
Özetle, kadın hakları savunucuları "haklara dair kanunların" mutlaka koruyucu ve önleyici tedbirlerle desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. Bu bağlamda 6284 sayılı 'Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi' yasası gereğince çocukların cinsellik ve cinsel dokunulmazlık haklarıyla ilgili farkındalıklarını erken yaşta artıracak eğitimlerinin okul müfredatlarına dahil edilerek etkin bir şekilde uygulanmasını talep ediyor.
Çocuk ve kadına yönelik şiddet ve cinsel saldırı suçlarının Türkiye'nin de taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi'nde de açıkça belirtildiği gibi uzlaştırma ve arabuluculuk kapsamına alınamayacağının yasalarda açıkça belirtilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Umarım kadın örgütleri bu görüşlerini detaylarıyla Adalet Komisyonu'nda dile getirebilir. Beklentileri bu. Hepimizin beklentisi bu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA