Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Ödül Töreni'ne konuştu. Ödül alanları kutlayan Erdoğan, Sudan, Çad ve Tunus'a yaptığı ziyaretlere değinerek, Sevakin adasına ilişkin, "Eserleri yerinde görmekten övündüm ama oraları Batı'nın yerle ihsan edişini görünce, bundan dolayı da üzüldüm. Tabii ülkenin cumhurbaşkanına da onu söyledim, 'eğer burayı bize, uzun yıllara sarih tahsis ederseniz, nasıl burada üç tane eseri ele alıp restore ettiysek bu adanın tamamını biz restore ederiz. Ülkemden buraya ciddi manada turist akınının olduğunu göreceksiniz ve tarih de burada yeniden ayağa kalkacaktır' dedim. O da kabul etti, orada 'First Lady'leri de devreye sokunca işi sağlama aldık" dedi. Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:
ZİHNİYET MESELESİ
Yüzyıllarca sayısız yeniliğe imza atmış bir ecdadın torunları olarak acaba neden bu kadar mevzi kaybettik. Son iki asırda yaşanılan geri kalmışlığı yalnızca maddiyatla, bütçeyle veya insan kaynağıyla açıklamak hatalı bir yaklaşımdır. Temel sıkıntı, zihniyet meselesidir. Biz mücadeleyi önce zihinlerimizde ve gönüllerimizde kaybettik. Bu süreçte en büyük hatayı, özgüvenimizi, kendimize olan itimadımızı, başarabileceğimize dair inancımızı törpüleyerek yaptık. En büyük ihtiyaç para, petrol, elmas ve silah değil, başarılabileceğine inanmaktır. Şu anda petrolü olanları görüyoruz, parası olanları da görüyoruz. İnanın, biz onların çok çok önündeyiz, ilerisindeyiz. Petrol, para işi halletmiyor. İşte şurada bir Kudüs meselesinde dolarlar işi halledebildi mi? Dolarlar dünyayı satın alabildi mi? Alamadı.
SİLAHLI İHA'LAR YAPIYORUZ
Başta ABD olmak üzere onlardan İHA isterdik, bize derlerdi ki Kongre'den izin çıkmadı. Tamam da nasıl bir stratejik ortağız. Niye Kongre'den izin çıkmıyor. Ama ne oldu, kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Biz şimdi silahlı İHA yapar hale geldik. Bu İHA'larımız 32 bin fite kadar çıkıyor. Daha da güçlü olanları üretir hale geldiler, geliyorlar. Siyasi bağımsızlık, ekonomik ve teknolojik açıdan desteklenmedikçe kağıt üstünde kalmaya mecburdur.