‘Çocuklarımı ve işimi aynı anda büyüttüm’

Ekol Yönetim Kurulu Üyesi Figen Baz, iki çocuğunu ve kurdukları şirketleri birlikte büyüttüklerini dile getirdi. Anneliğin ve iş yaşamının sorumluluğunu aynı anda yüklendiğini belirten Figen Baz, "Sevgi dolu bir aileyiz" dedi

Hep İzmir'de mi yaşadınız?

Ben Karşıyaka doğumluyum. Evlenene kadar İzmir'de yaşadık. Sonra Artvin'in Yusufeli ilçesi Narlık köyüne gittik Mehmet'in mecburi hizmeti için. O yerleri de çok beğendik. İlk çocuğumuz orada dünyaya geldi.

ZOR ŞARTLARA GÖĞÜS GERDİK

Bir çocuk ile elektriksiz evdeydiniz....

Evet, evet. Ama köyümüzdeki insanlardan çok güzel şeyler öğrendim. Herkes bildiğini birbirine öğretti. Ben okumayı aşıladım oradakilere. Köy kahvesinin jeneratörü vardı. Mehmet'in yardımıyla haftada bir gün orayı kapatıp, kadınlar matinesi gibi film izlerdik.
Büyümeyi, çocuğumu büyütmeyi orada öğrendim.

Sonra İzmir'e mi döndünüz?

Hayır. Mehmet'in ihtisası başladı. Mecburi hizmet bittikten sonra, ihtisas döneminde Ankara'daydık. Her gittiğim yerde gönlümce insanlar beni karşıladı. Çocuğum da çok güzel sevgi dolu büyüdü. Ankara'dan sonra ilk görev yerimiz Turgutlu'ydu. Burada ikinci oğlumuz Salih'in dünyaya gelmesiyle anneliğimi daha iyi anladım. Samim doğduğunda çok gençtim. Anne olduk, aile olduk, eş olduk, bütün tecrübelerimizle birlikte İzmir'e geldik.

İş hayatına İzmir'de mi girdiniz?

Aslında hep hayatın içinde, üretimin içinde olmayı istedim. Çocuklarımla, eşime dayanak olmam gereken dönemler vardı. Çocuklarımı büyütmem lazımdı. Çocuklar okula gitmeye başlayınca, Mehmet'in muayenehanesinde destek amaçla başladım işe. Ben çok araştırmacıyımdır.
Mehmet'ten dolayı işitme kaybı yaşayanların bir cihaz sayesinde bu sıkıntıdan kolaylıkla kurtulduğunu biliyordum. Ancak işitme cihazının halk arasında çok bilinmediğini fark ettim.

ÇOK İSTEYİNCE OLUYOR

Sizin fikriniz yani işitme cihazı.

Ben fark ettim ama kararı birlikte verdik. İşitme cihazı işine girmemiz hayatımızda değişikliklere yol açacağı için Mehmet'in biraz acabaları vardı.
Çok istediğim için karar verdik, küçücük işyerimi çok büyük bir heyecanla açtım. Adını Duymer koyduk. Mehmet çok yoğun çalışıyordu, hem evin hem Mehmet'in hem de kendi işyerimin düzenini ayarlamaya çalışıyordum.

İş hayatına nasıl başladınız?

Çok küçük bir sermaye ile başladık.
İşyerim 40 metrekareydi, sadece 2 kişi çalışıyordu yanımda. İşitme kaybı olanların taktıkları cihazla yaşadığı mutluluk bizi daha çok çalışmaya yönlendiriyordu. Hastalarımızın bize güveni, tavsiyesi ile büyüdük, distribütör olduk, şubeler açtık. Bir işte başarılı olmak için tutku ile bağlanmak gerekiyor, bütün hayatını ona adamak gerekiyor, tabii böyle olduğu zaman da hayatındaki bazı şeylerden vazgeçmek zorunda kalıyorsun.
Gezmekten, yaşamaktan vazgeçtim ama çocuklarımdan vazgeçemezdim. Salih henüz anaokuluna gidiyordu. Onu anne sevgisinden mahrum etmemek için okuldan sonra işyerine getiriyor, yemeğini orada yediriyordum. Onunla oyun oynuyordum.

İşiniz ve çocuklarınız birlikte mi büyüdü?

Ben çocuklarımı bire bir büyüttüm. Onlara sevgiyi, paylaşımı çok düzgün verdiğimi şimdi görebiliyorum. Bunu başkalarının da söylemesi çok değerli.
Büyüdüklerinde de takibi bırakmadım. Komik gelebilir ama üniversiteye gidinceye kadar nerede olduklarını bilmek, başlarına bir şey geldiğinde müdahale edebilmek, hız yapmadıklarından emin olmak için araçlarına GPS taktırdım. Şimdi çok şükür Samim İstanbul'da Halkla İlişkiler ve Reklamcılığı bitirdi. İngiltere'de de işletme masteri yaptı. Salih'im de Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. O da eşi ile İngiltere'ye master yapmaya gitmek için hazırlanıyor.
Gelinlerim de çok saygılılar, çok sevgililer. Ailemiz, torunumuz Mehmet ile daha büyüdü. Biz kendimizi çok şanslı bir aile olarak görüyoruz.

SIFIRDAN BUGÜNLERE GELDİK

Sizin kurduğunuz Duymer, Ekol'ün temelini oluşturdu değil mi?

İşitme cihazı sektörüne girdikten sonra Mehmet'in muayenehanesini daha da büyütüp, Duymer'e bir bina yapmak isterken, tıp merkezi yapma kararı aldık. Tıp merkezini açtık, ardından ilerletip hastaneye dönüştürdük.
Bunlar hep yaptığımız işlerin başarısıyla gerçekleşti.

Sıfırdan bugünlere geldiniz, değil mi?