17 Ağustos 1999 saat 03.02'de meydana gelen ve 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 19 yıl geçti. Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul, Yalova'da yıkıma neden olan depremde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi yaralandı. Dün tüm Türkiye yine o kara geceyi hatırlayıp gözyaşı dökerken, deprem profesörlerinden Yeni Asır'a korkutan açıklamalar geldi.
ÖNÜMÜZDEKİ 5 YIL...
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Y. Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, beklenen büyük bir depremin Kuzey Anadolu Kırığı üzerinde olma olasılığının yüzde 52, Batı Anadolu'da yüzde 32, Doğa Anadolu Kırığı üzerinde olma olasılığının da yüzde 13 olduğunu belirtti. İzmir'de beklenen depremin geçen yıl Karaburun-Midilli arasında olduğunu ancak gerginliğin tümünün boşalmadığını belirten Ercan, "Son 10 yıldır Midilli, Karaburun ve Foça diye hep uyarıyorduk.
Yaklaşık 6.2 büyüklüğünde bir deprem oldu. Geçen yılki depremi ben 7'den daha büyük bekliyordum.
Önümüzdeki 5 yıl içerisinde büyük yıkıcı bir deprem beklemiyorum ancak Midilli Körfezi önlerinde ivedi olmasa da ileride 6.8-7.0 şiddetinde deprem oluşabilir. Tabi bu İzmir'i de 6 ve üzeri bir deprem olmuş gibi etkiler" şeklinde konuştu.
EGE'DE RİSKLİ İLLER
Ege Bölgesi'nde büyük deprem olması beklenen illerden de bahseden Ercan, "Aydın, Denizli, Manisa- Akhisar, Balıkesir-Sındırgı, İzmir-Dikili ve Muğla-Fethiye'nin önlerinde 6 ve üzerinde büyük depremler olabilir ama bu 7,5 ya da 8 büyüklüğünde olmaz. Ege depremleri küçüktür" dedi. Ercan sözlerini şöyle sürdürdü: İzmir'deki en güvenli deprem bölgesi Yamanlar dağındaki toplu konutlar. Ayrıca Aydın yolu üzerindeki yapılar, Balçova ve Bornova sırtındakiler oldukça sağlıklı yapılar.
Kahramanlar, Basmane, Alsancak, Bayraklı'nın çukur kesimleri, Mersinli, Bornova'nın çukur kesimleri, Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir, Çiğli, Alaybey kentin en sakıncalı deprem bölgeleri.
YUMUŞAK ZEMİNE DİKKAT!
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Atilla Uluğ ise İzmir'in sahil kesimlerinde yumuşak zemin üzerinde bulunan yapıların deprem tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu ifade etti. Uluğ şunları söyledi:
İsim vermek doğru değil ancak örneğin Mavişehir Bostanlı kesimleri hep alüvyon dolgu zeminler. Ana kara çok derinlerde bulunuyor. Zemin iyileştirmesi yapıp yüksek binalar koyuyorlar ama o yüksek binaları zemin taşıyamaz hale geliyor. Mavişehir'de adam bahçesini yıkıyor, yıkadığı su geri geliyor. Neden? Çünkü orası deniz seviyesinin altına inmiş, Hollanda gibi çökmüş durumda.
METİN BURMALI