İzmir'de her çocuğun aile ortamında sevgiyle yetişmesi gerektiğini düşünen iş kadını Gülsün Erdinç (49), üç çocuğu olmasına rağmen bir çocuğun da koruyucu anneliğini üstlendi. Erdinç, "Koruyucu aileler arasında 'kardiyolojik doğum' diye bir şey var. O bizim kalbimizden doğdu. Hangisini biyolojik olarak doğurduğunuzu unutuyorsunuz" dedi. İzmir Koruyucu Aile Derneği Başkanı iş kadını Gülsün Erdinç, küçükken ailesiyle çocuk yuvalarını ziyaret ettiği zamanlarda çok etkilendiğini, yıllar sonra üç çocuğu olmasına rağmen bir çocuğun da koruyucu anneliğini üstlendiğini söyledi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne 9 yıl önce yaptığı başvuru sonrası Erdinç, devlet korumasına verilen iki kız kardeşe yuvasını açtı. Bir yıl sonra kız kardeşler durumlarını düzelten kendi ailelerine döndürüldü. Aile bunun üzerine henüz 3 yaşındayken kucağına aldığı Can'a (10) yuvalarını açtı. Erdinç, daha önce yuvalarda gönüllü çalıştığını ve çocukların her türlü faaliyetlerine katılıp destek olarak onlarla güzel ve eğlenceli zaman geçirdiğini söyledi.
'HADİ GİDELİM' DEDİ
Gülsün Erdinç, yuvaları ziyaret ederken orada koruyucu aile çocuk sistemini duyup çok etkilendiğini belirterek, "Can ile tanıştık. Biz zaten ailece hazırdık. Tanıştıktan sonra birkaç ziyarette bulunduk. Sonra zaten kucağımıza geldi ve 'arabamız nerede, hadi eve gidelim' dedi. Ondan sonra süreç başladı. Benim çocuklarım her şeyi kabullenen ve seven çocuklar. O yüzden hiç zorlanmadan Can'a adapte oldular" diye konuştu.
'KORKUYA KAPILMAYIN, KORUYUCU OLUN'
GÜLSÜN Erdinç, "Koruyucu aile olmak isteyenler korkmasın. Genellikle insanlar cesaret edemiyor. Özellikle kendi çocuğunu büyütmemiş olan insanlar 'yapabilir miyim, iyi bir ebeveyn olabilir miyim' diye sorguluyor. Genellikle 'bağlanabilir miyim' ve 'sevebilir miyim' gibi sorular akla geliyor. İnsan emek verdiği her şeyi seviyor. Koruyucu aileler arasında kardiyolojik doğum diye bir şey var. Can da bizim kalbimizden doğdu. Zamanla hangisinin biyolojik olarak doğurduğunuzu unutuyorsunuz" ifadelerini kullandı.