Türkiye genelinde işsiz sayısı geçtiğimiz yıl bir önceki yıla oranla 860 bin kişi artarak, 3 milyon 471 bin kişi oldu. Oran olarak da her yüz kişiden 14'ü işsiz. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 25,3 olarak açıklandı. 2008 yılında söz konusu oran yüzde 20,5 düzeyindeydi. Yani genç işsizlerin sayısı son bir yılda yüzde 5 artmış. Öte yandan Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, bir önceki yıla göre 1 puanlık artışla yüzde 47,9 olarak gerçekleşti.
Bütün bu rakamların anlamı şu, işgücü piyasasında işler malesef iyiye gitmiyor ve bu sıralar iş bulmak her zamankinden daha da zor. Peki ne yapmak lazım? İşte size bir kaç öneri...
POZİTİF TUTUM VE SAMİMİYET: Uzun süredir işsizseniz ve ufukta kara görünmüyorsa en çok ihtiyaç duyduğunuz şey moraldir. Yılgınlık ve bedbinlik çukuruna asla düşmeyin. Bu bırakıp gidebileceğiniz veya mola alabileceğiniz bir oyun değil, hayatınızın mücadelesi. Onlarca kez "hayır" cevabı almış, yüz yere CV bırakmış ama hiçbirisinden sonuç alamamış olabilirsiniz. Etrafınızdaki insanları size moral verebilecek güleryüzlü pozitif insanlardan seçin. 100'üncü iş görüşmesine de ilk görüşmeye gider gibi enerjik ve güleryüzle gidin.
KATI KURALLARIN OLMASIN: Ekonominin rayında olmadığı zamanlarda şirketler tabiri caizse etin suyunun da suyunu çıkarır. Yani az kişiyle daha çok iş yapmanın peşinde olurlar. "Bu pozisyon üretim sorumluluğu ancak yükleme ve nakliyatla ilgili de bazı sorumluluklar almanız gerekecek" dendiğinde "Peşinen bana angarya yüklüyorlar" deyip kestirip atmadan önce bir kez daha düşünün.
NE KAZANDIRACAKSIN: İşvereni ikna etmenin en etkili yolu, ona seni işe almasıyla neler kazanacağını anlatmaktır. "Üretim sorumlusu olacağım ancak iyi derecede İtalyanca biliyorum. Beni bu işe alırsanız ihracat departmanına da zaman zaman destek verebilirim. Böylelikle tercüme masrafları biraz olsun azalmış olur."
İLETİŞİM EĞİTİMİ AL: Şirketler eleman alacakları zaman mükemmel adayı değil uygun adayı almak ister. Yani işe alınacak kişi bünyeye uyum sağlamalı ve çarkın bir dişlisi olarak üretime katkı koyabilmelidir. Bu da yüksek iletişim becerisiyle olur. Aksi, burnu havada, geçimsiz veya çok pasif, kendini ifade edemeyen kişiliklerin pek şansı olmuyor.
AKTİF OL: Madem yapacak bir işiniz yok o halde sivil toplum kuruluşlarındaki gönüllü çalışmalara katılın. Böylelikle hem çevreniz genişler hem de yeni beceriler kazanırsınız. Ayrıca gönüllü çalışmalar yapan adaylar işveren tarafından dikkat çeker. Hayatta her şeye para ve kazanç açısından bakmadığınızın, ideallerinizin olduğunun ve bu idealler uğruna hırs ve azimle çalışabildiğinizin işaretidir bunlar.
İNTERNETE DİKKAT: Facebook, twitter gibi kanalları kullanırken verdiğiniz bilgilere ve resimlerinize dikkat edin. İlle de sanal ortamda bir aktivitenin içinde olmanız gerekiyorsa ortaya koyduğunuz imajın potansiyel işverenler tarafından nasıl algılanabileceğini de hesap edin.
Bu arada yazımı küçük bir düzeltmeyle bitirmek istiyorum. Geçtiğimiz hafta bu sayfada yayınlanan bir haberde işadamı Feridun Tunçer'in ismi yanlışlıkla Feridun Özgür olarak çıkmıştır. Bu hatamızı düzeltir özür dileriz.