• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ALİ KOCATEPE

Hızlı günler, geceler

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 11.11.2012, 00:00
Geçen haftaki yazımı yazdıktan sonra üç günde sürat rekoru kırdık. Bir sergi, iki tiyatro, bir konser, bir sinema, bir de maç...
Bu arada Aysun'un yeni albümünün alt yapı çalışmaları da başladı. O da cabası...
***
Önce Monet'in sergisi... Emirgan Atlı Köşk'e en sakin zamanında gitmişiz. Ama dışardaki olağanüstü tabloyu bırakıp içeri girmekte zorlanıyoruz. Hafif çiseleyen yağmurda karanlık çökmüş Boğaz'a bakıyoruz. Karanlığı delen rengarenk ışıklar sanki Monet'in sergisine hazırlıyor gelenleri. Bahçenin girişindeki küçük su havuzunda nilüferler var. Gözlerimiz önce doğanın orijinal görüntüleriyle bayram ediyor sonra içerde zaman tüneli yolculuğuna çıkıyoruz.
***
19'uncu yüzyıl Fransa'sına yolculuğumuzun en az bir saati iskemle üstünde oturup video izleyerek geçiyor. Monet'in ailesiyle, dostlarıyla tanışıyor, evini ve büyük emekler verdiği bahçesini geziyoruz.
Sonra bir dokunma mesafesindeki resimlerine bakıyoruz. Tekrar tekrar bakıyoruz. Sanki ezberlemek istercesine. Orijinallerini görmek, o tuvallerde Monet'nin parmak izlerinin olduğunu bilmek bile heyecan veriyor insana. Beni en çok heyecanlandıran resim o muhteşem nilüfer resimleri değil. Ben en çok "İzlenim: Gün Doğumu" adlı eserini beğeniyorum. İzlenimcilik akımı da ismini Monet'nin bu resminden alıyor...
Picasso'ları, Dali'leri, Monet'leri ayağımıza kadar getirenlere teşekkürler, teşekkürler...
İzmirli ve Ege'li dostlar İstanbul'a gitmek yurt dışında sergilenenlere ulaşmaktan daha kolay. Monet'yi 6 Ocak'a kadar Pazartesileri hariç Emirgan'da bulabilirsiniz..
***
Yılmaz Özdil'in köşe yazılarından yola çıkılarak hazırlanan müzikli sahne oyunu "İsim-Şehir-Hayvan"ı Tiyatro İstanbul'da izledik. Alışılmışın aksine oyun İstanbul'da değil, İzmir'de başlayıp, Ege'yi turladıktan sonra geldi İstanbul'a. Gencay Gürün'den projeyi öğrendiğimde heyecanlanmış, hatta müziklerini yapmaya da talip olmuştum. Kısmet olmadı ama köşe yazıları Metin Serezli'nin yönetiminde Saygın Delibaş ve Fethi Kantarcı'nın o yazıları oyunlaştırmasıyla keyifli bir tiyatro oyununa dönüştü. Bana Devekuşu Kabare Tiyatrosu heyecanını hissettiren oyunculara da bayıldım. Rahmetli Savaş Dinçel'in oğlu Barış Dinçel'in dekorundan, Serdar ve Zafer Aslan'ın müziklerine, kostümlerden efektlere kadar her şey oyuna güzellik katmış. Sezonun en çok tutulan oyunlarından biri olacağı kesin. Özellikle Sabri Özmener'i müthiş performansından dolayı kutlamak istiyorum.
***
İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun sahneye koyduğu "Hedda Gabler" ilgiyle izlenecek bir oyun. Ama iki buçuk saat sürmesi seyirciyi yoruyor. Norveçli yazar Henrik Ibsen'in 1890'da yazdığı oyunda çelişkiler içindeki, dik kafalı ve bunalımlı bir karakter olan "Hedda Gabler"i canlandıran Şebnem Köstem'i çok başarılı buldum. Alev Oraloğlu'nu özlemişim. Dekor, ışık ve sahne uygulaması da bence başarılı. Oyun bir de daha kısa olsaydı!
***
Benim hemşerilerim Didem ve Sinem Balık kardeşlerin, bir diğer adlarıyla "Opera Twins"lerin "Aşk ve Tango" adını taşıyan konserine de gittik. CRR İstanbul Senfoni Orkestrası'nın eşliğindeki konserde üç sürpriz beni mestetti. Balık kardeşlerin Avusturya'dan özel olarak davet ettikleri orkestra şefi Kolombiya asıllı Andres Garcia Vuzak doğulu bandoneon ustası Ruei-Ran Wu ve yine Kolombiyalı piyanist Pablo Rojas.
Yerli ve enternasyonal tangolardan oluşan repertuvar iyi seçilmişti ve ikizler iyi bir uyum içindeydiler. Güneri Civaoğlu ve Oylum Talu videodan da olsa anonslarıyla konsere renk kattılar...
Umarım günlerimiz ve gecelerimiz dolu dolu geçmeye devam eder, ben de sizlerle paylaşırım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA