Bu yüzden yerleşim ve yolların planlaması yapılırken, insanların hayatını kolaylaştırmanın yanında, bireyin ulaşım özgürlüğüne saygılı, uluslararası standartlar ölçüsünde bir tercih zenginliği sunulmalı. Ve tabii ki belediyelerin 'toplu ulaşım' hizmeti de o tercih yelpazesinin tamamını kapsamalı.
***
Tıpkı tüm uygar toplumlarda bisikletin teşvik edilmesi ve motorlu araçlar kadar ulaşımda hak sahibi olması gibi...
Birkaç kez, yurtdışı dönüşlerimde konuyla ilgili fikirlerimi dile getirmiştim. Bugün gelişmiş ülkelerin hepsinde yollar bisikletlilerle doludur.
Çünkü oralarda bisiklet de bir ulaşım aracıdır ve kendine ait yolları vardır. Trafik kanunlarında belirlenen uluslararası standartlardaki o bisiklet yollarına kolaysa bir yaya adımını atsın ya da bir motorlu araç çizgiyi bir santim aşsın! İnanın kıyamet kopar.
***
Üstelik Avrupa'da bisikletliye saygı, onlara özgü güzergahlar belirlenmesiyle sınırlı değil. Otobüs, tren, metro gibi şehir içi ve şehirler arası taşımacılık hizmetinde bisiklet daima baş tacı. Bisiklet sevdalıları, Avrupa'nın bir ucundan diğerine nasıl seyahat edebiliyor dersiniz? İstedikleri noktadan metroya veya trene atlayıp, diledikleri yerde inerek yollarına devam edebiliyorlar çünkü.
Ya İzmir'de durum nedir? Birkaç gezi istikameti dışında kriterlere uygun bisiklet yollarından yoksun bir kentte yaşadığımız aşikar. Bu yetmiyormuş gibi, İzmirli bisikletçilerin İZBAN'ı ve otobüsleri kullanmasına da izin verilmiyor.
***
İzmirli bisikletçiler, geçtiğimiz haftalarda kaç paralık itibar gördüklerini etkili bir eylemle gözler önüne serdiler. Metro istasyonunda güvenlik engeliyle karşılaşan bisikletçiler, söktükleri tekerleklerle bile istasyona alınmadılar.
Kimileri ise bisikletini okul çantası kadar yer kaplamayacak şekilde katlayarak vagona binmeyi denedi ama yine 'yasak hemşerim' dediler.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, geçen yıllarda bisikletlilerle tura çıkarak kendilerini desteklediğini ve teşvik ettiğini söylemişti. Buna rağmen nedir bu toplu taşımacılıktaki bisiklet düşmanlığı? O gün, sadece tekerlekle bile metroya girişine izin verilmeyen İzmirliler, Halkapınar İstasyonu'nda isyan bayrağını çektiler.
***
İzmirli bisikletçilerin, gerek can güvenliğiyle yolculuk etmelerini sağlayacak önlemlerin alınması, gerekse toplu ulaşım araçlarından faydalanmaları yönündeki eylemleri sürecek.
Ta ki Büyükşehir yönetimi onların sesine kulak verinceye dek... Kaldı ki trafiğe soluk aldıran bisikletlerin, toplu taşıma araçlarına kabul edilmesi için basit bir yasal düzenleme yetiyor.
Ben, Başkan Kocaoğlu'nun sıkıntıyı ortadan kaldıracak adımı atacağından şüphe duymuyorum.
Eğer bu zihniyetten dönülmezse, kent merkezinden eşzamanlı sokağa dökülecek binlerce bisikletli trafiği felce uğratacak bir eylemi kafaya koymuş. Bizden hatırlatması!