• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
İzmir’in çılgınları HAKAN URGANCI

İzmir'in çılgınları

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.07.2011, 00:00
Zaman zaman bu köşede sizlere onları tanıtacağım... Onlar, 'Bu işler İstanbul'da yapılır, burada tutmaz' diyenleri utandıran isimler. Onlar, İzmir'in çılgınları...

Yıllarca İstanbul'da, Kanal D'de Uğur Dündar'la çalıştı. Arena programını zirveye taşıyan isimlerden biri de Osman'dır... Acar kameramanlığıyla Kardak Krizi'nde bir anlamda payı olan huysuz ve tatlı adam! Kendisiyle Ege TV'deki haber spikerliğim döneminde çalıştım. Haber yönetmenimdi. Dominant bir kişiliği olan Akdeniz, başkası ile çalışamayacağını vaktinde farkedip İzmir'in bininci reklam ajansını kurdu. İtalya'dan yayın haklarını aldığı bir gelinlik dergisi çıkararak gelinlik sektöründe İzmir'in ne kadar öncü olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Bugün reklam ajansında yurtiçi ve yurtdışı katalog çekimleri gerçekleştiren Osman, Temmuz başında İzmir çıkışlı ancak İstanbul ve Ege bölgesinin neredeyse tümüne ulaşacak moda ve trend dergisi City Trend'i çıkardı. El attığı her işte olduğu gibi bunda da başarılı olacağına şüphe yok, yolu açık olsun!

Marka doktoru mu?
Az rastlanan izmirli çılgın adamlardan biri de Gürkan Boztepe! Deneyimli ve güvenilir turizmci Boztepe, aynı zamanda da marka doktorluğu yapıyormuş. Onu da yeni duyduk... Marka doktoru da neymiş diye sordum Boztepe'ye. Hasta mı olmalı markamız, ondan yardım istememiz için? Hayır, diyor marka doktoru. Özellikle gıda zincirleri ya da zincir haline gelmek ya da kurumsallaşmak isteyen aile işletmeleri ile çalıştıklarını, aylık belli bir ücret, artı istenen hizmete göre ekstra ücretlendirme karşılığında bir işletmenin kuruluşundan halkla ilişkilerine, reorganizasyonundan imaj çalışmasına kadar adeta Alaaddin'in lambası gibi dile benden ne dilersen mantığında çalıştıklarını söylüyor. Kötü niyetli bir şekilde, müşterilerinin yeni kurulmuş ve tecrübesiz firmalar olduğunu düşündüm; portföylerindeki isimleri görünce utandım. Helal olsun demekten başka yapacak şey yok... Herkesin İstanbul'da zor yaptığını İzmir'de yapmak, hem yürek ister hem de bilek!

Onart Akademi

Bu şehirde bir şeyler oluyor... Şarap tadım kursları veriliyor, bağlara ziyaretler yapılıyor. Türkiye'nin ve bazen de dünyanın önemli isimleri, özel toplantılarda sınırlı sayıda davetliyle karşılaşıp özgürce sohbet ediyor. Ayhan Sicimoğlu, İlber Ortaylı, Stefano D'anna, bu isimlerden sadece bir kaçı... Yakın ilişkileri vasıtasıyla İzmirlileri çok özel isimlerle buluşturan girişimci Aylin Onart, helal olsun, denecek isimlerden... Aynı zamanda bir sunucu da olan Aylin Onart, zarafeti ve kusursuz Türkçesi ile misafirlerine Türkiye'nin en batısında olduğunu hissettirmeyi başarıyor.

İzmir niye böyle, İstanbul neden öyle?

İzmir'imde hiçbir şey üretmeden isminin sermayesinden geçinen büyük bir kitle var ve tek övündükleri, sosyal aktiviteleri! Oysa ezici bir rekabetin olduğu İstanbul'da insanlar daha komplekssiz... Herkes sık sık gözgöze geliyor. İnsanlar statü farkı gözetmeksizin birbiriyle iletişime geçiyor. Ha, belki birbirlerine ihtiyaçları olmadığında daha vefasız ve acımasız davranabiliyorlar ama statüler İzmir'in sahte statüleri kadar belirleyici değil. İstanbul'da insanların beş dakika kadar bile olsa önemli insanlara kendilerini ifade etme şansı var en azından...Yüksek kesim, daha aşağı kesimi az da olsa anlıyor. Çünkü geçmişte kendisi de öyleydi. İstanbul'a göçen çoğu savaşçının başarı sırrı aynı; Kendisinden büyük bir hedefe sahip olmak! İzmirlimizin en büyük esikliği de yine aynı konuda; bizim hedeflerimiz ancak kendi boyumuz kadar! İşte bu yüzden bir arpa boyu yol gidemiyoruz...

8372
İkinci dünya savaşının ardından Avrupa'da yaşanan en büyük insanlık suçu Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da gerçekleştirildi. Radko Miladiç komutasındeki Sırp ordusu korkunç bir katliama imzasını attı. Bölgede yaşayan müslüman nüfusu ortadan kaldırmayı amaçlayan bu katliam, yaşları 12 ile 77 arasında değişen 8372 Boşnak erkeği hedef aldı. Bu insanlar, Birleşmiş Millletler'ce güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa'da, Birleşmiş Milletler Koruma gücü Hollandalı UNPROFOR'un gözleri önünde yapıldı. Oysa bu insanlar, kendilerini o askerlere emanet etmişlerdi.
Yıllar sonra, Eski Yugoslavya için Uluslararası Ceza Mahkemesi bu girişimin soykırım olduğunu kabul etmiş, ancak failler görmezden gelinmişti. On altı yıldır bu insanlık dramının yıldönümünde, o topraklar düzenli olarak ziyaret edilir. Sırbistan, hala bu soykırımı kabul etmeyi reddeder.
Genç Boşnaklar Derneği, bu katliama dünya kamuoyunda bir kez daha dikkatleri çekmek adına muhteşem bir projeye imzasını atmaya hazırlanıyor. Türkiye'nin destek olacağı 8372'ye, Türk toplumunda sanatçı, politikacı, bürokrat ya da sade vatandaş, her kesimden insan katılıp destek verebilecek. Eskimiş bir çift ayakkabınızı fotoğrafınızla birlikte onlara gönderin, bu ayakkabılar 9- 10 Temmuz tarihleri arasında UN (Birleşmiş Milletler) yazısı oluşturacak şekilde Taksim Meyda'nında sergilensin. Gerekli tüm bilgilere www.8372.org adresinden ulaşabilirsiniz. Haydi Türkiye! Çorbada tuzunuz, bu önemli kampanyada bir çift eski ayakkabınız olsun!

Sardı korkularrr
Uşak İl Kültür Müdürü canlı yayınımda anlattı: Uşaklı battaniye fabrikaları, yurtdışında ilk hedef olarak Afrika'ya yerleşmiş. Niye mi? İki sebepten; Birincisi, çöl gecelerinin muazzam soğuğunda, kabile şefleri sırtında battaniye ile gezermiş. İyi kalite bir battaniye ise şefin ve kabilenin gücü ve prestiji anlamına geliyormuş. İkinci ve daha önemli konu ise, Afrika'da meftanın defin işlemlerinin battaniye ile sarılarak yapılmasıymış. Sizin anlayacağınız, babalar hakkın rahmetine yarı Uşaklı gidiyorlarmış. Ben niye gurur duyamadım bundan? Konu mu sevimsiz geldi ne? Bırr... Ölüye diriye battaniye bizden!

Şiir yükü

'Şairler hep yorgun, dalgın, enerjisizdir. Bazen günlerce bir sözcüğü bulmak için mücadele ederler.'
Bilsen Başaran- Şair

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI