Toplumları ayakta tutan değerlerin başında, kişisel özgürlüğe sahip çıkmak ve "duyarlı" olmak gelir.
Hele duyarlı olmak, toplumu yücelten, insanlara güven veren, sağlıklı gelişmeye ışık olan bir insani tavırdır.
Bu tip insanlar, eğitimli bir gençliği, temiz bir çevreyi, saygılı insanları, güleryüzü, tatlı dili, yaşam amacı haline getirirler.
Ülkemizde de böyle duyarlı insanlar var, memleketini seven, herşeyin iyi olması için çabalayan kişiler...
Ama bizim hiç görmediğimiz yürekli insanlar...
Ben birini yakından tanıma imkanı buldum, onu dinlerken yaşama sevincimi yeniledim, ruhuma moral yükledim.
***
Nurgül Özalp bu yüce karakter; emekli bir eczacı... Karşıyaka'da Alaybey çarşısından geçerken elinde türlü türlü kitap ve fidan taşıyan, sevimli, güleryüzlü bir insan görürseniz, bilin ki o insan Nurgül hanımdır.
Ne yapıyor biliyor musunuz?
Elindeki kitapları çocuklarla paylaşıyor. Onları kitap okumaya teşvik ediyor, üstelik küçük hediyelerle gönüllerini alıyor. Emekli maaşından bir kısmını bu çocuklara harçlık olarak ayırıp kitap okumalarını sağlıyor.
Bugün, o semtte yüzlerce çocuk Nurgül hanım sayesinde, kitap okuma alışkanlığı kazandı.
Her biri şimdi geleceğin doktoru, mimarı, yazarı...
***
Yerlere tüküreni uyaran, insanları fidan dikmeye teşvik eden, kahvelerde gazete okunmasını sağlayan, çıkan her gazeteyi okuyan-okutan, her insana saygıyla yaklaşan Nurgül hanıma, bütün bunları neden yaptığını, evinde oturup umursamaz da davrabileceğini söylediğimde verdiği yanıt, tüm bu çabaları özeti gibiydi:
"Bunları yapınca insan olduğumu hissediyorum. Toplumun sağlıklı gelişimine uak da olsa katkı koyabildiğime inanıyorum."
Çevresinde "Kitapsever" diye tanınan, cep telefonu kullanmayan Nurgül Özalp, tanıdığım en müstesna insanlardan biri... Belki sıradan, belki gösterişsiz ama insan gibi, olması gerektiği gibi yaşıyor.
Yaptıklarıyla da, özel bir teşekkürü hak ediyor.
Bu yuvada neşe var
Son dönemde yayına giren diziler arasında biri var ki, bence bu yazın yıldızı...
Hem Altan Erkekli gibi bir tip profesörünü hem de Ayşegül Atik gibi usta bir oyuncuyu aynı yapımda buluşturan Şen Yuva, neşe, keyif ve mutluluğun adı oldu son dönemde ekranda...
Belki biraz "En son Babalar Duyar"ı anımsatan, eh biraz da mekan gereği "Benim Annem Bir Melek"ten esinlenen dizi, atv'nin bence yeni yayın dönemine taşıyacağı en iddialı yapımlar arasında...
***
Öykü ve oyuncular bir yana, evet iki özel isim, bu dizinin ana damarı...
Hem yapımı doğru sürüklüyorlar hem de oyunculuk dersi veriyorlar.
Yani Altan Erkekli ve Ayşegül Atik...
Erkekli'yi birçok dizide izledik, hepsinde de başarılı br porte sergiledi ama böylesi bir ilk...
Öyle gerçekçi ve sürpriz bir tipleme ki, "Şimdi ne diyecek" diye izlemeden kendini alamıyorsun.
****
Ya Ayşegül Atik...
Bence sanat dünyamıza Suna Pekuysal'dan sonra gelen en yetenekli oyuncu...
Hem izleyiciyi avucunda tutmak hem de genç oyunculara örnek olmak kolay bir iş değil...
Ayşegül Atik, işte bu işin mimarı...
Hem özlemişiz de Atik'i...
Umarım, dizi uzun soluklu olur.
GÜNÜN SÖZÜ
Kendi kendimize egemen olmayı öğreten yönetim, en iyi yönetimdir.
Goethe