• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Bir futbol adamından toplum analizi HÜROL DAĞDELEN

Bir futbol adamından toplum analizi

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26.01.2011, 00:00
Bu ülkede bazı şeyler, yerinden oynadı. Kimi değerler sümen altında kimisi ise yok sayılıyor.
Şimdi varsa yoksa tüketim, varsa yoksa gösteriş...
Eskiden de vardı Türk insanının gösteriş merakı ama artık ileri boyutlarda...
Geçmişte, çoğu insan kendini frenler, yaşamını denetim altına alırdı; şimdi koyver gitsin modunda...
O nedenle bankalarda krediler şişti; tefeciler, alacaklarının peşinde koşuyor.
Yani, kötü bir tablo çizmek istemem ama durum vahim...
Bilinçli olmayanı, önüne katıp sürükleyen bir süreç bu...
Aşırı tüketimde Türkiye, dünyada lider ülkeler arasında... Söyler misiniz bana, hangi ülkede bu kadar çok cep telefonu modeli değiştirilir?
Ufacak çocukların elinde bile telefon var artık... Tehlikesini bile bile. Onca uyarıya karşın...
Bu kadar mı kolay tuzağa düşer olduk yahu...
***
Üstelik durum sadece ekonomik boyutta da değil... Ahlaki açıdan da bir kaos yaşıyoruz.
Bu resmen bir bunalım. Başkasının hayatını yaşama, başkasıyla özdeşleşme, başkasıyla aşık atma havası bu...
Bu yüzden, eskilerin deyimiyle "Sekizle dokuz" karışmış durumda...
Dizi karakterlerini kişiliğimize yansıtma, yaşamlarını taklit etme, bu uğurda aşırı para harcama hevesi sarmış yürekleri...
Durdurabilene aşkolsun.
Bu yüzden binbir emekle örülen yuvalar yıkılıyor, sevgiler çok kısa sürede bitiyor, çocuklar daha küçücük yaşta sinir sahibi oluyor.
Yani, ipin ucunu kaçırdık.
***
Bakın, bu yıl futbolda Süper Lig'in en güçlü şampiyon adayı Trabzonspor'un, toplum kültürünü, futbol bilgisini ve insanlığını takdir ettiğim başarılı hocası Şenol Güneş, nasıl bir uyarı yapıyor, bir gazetedeki röportajında:
"Taraftarların tepkisinde çok ani değişimler oluyor. Bu yönetimle ilgili, bizle ilgili, sizle ilgili. Takımı nereye koyduğumuz belli değil. Bir bakmışsınız oyuncuyu Messi'yi benzetiyorsunuz, bir bakmışsınız takımı Barcelona'ya benzetmişsiniz. Haddimizi bilelim. Yoksa yanlışa düşeriz. Dizileri çok izliyoruz. Kendimizi orada saraylarda yaşayanlar gibi hissetmemeliyiz. Öyle olmak isteyebiliriz ama dengeyi kuramazsanız mutsuz oluruz. Ani değişikliklerin sonucu bu. Değerimiz yükseliyor ama bir anda en tepeye çıkamayız. Kafaları karıştırmamak gerek."
***
Adam gerçekleri söylüyor beyler... Belki, kendinizle yüzleşmeyi sevmeyebilirsiniz, hatta bu tip uyarıları da "Adam sende" diyerek, boşverebilirsiniz.
Ama unuttuğumuz bir şey var; arkamızdan çocuklarımız geliyor. Bizi örnek alan, geleceğini bizim yaşama bakışımızla şekillendiren, kimliğini bizimle oluşturan birer fidan onlar...
Onları da uçurumun ucunda bırakırsak, kolayca yuvarlanırlar. Çünkü yaşam gerçekleri, dengeli olmakla eşdeğerdir.
Ne bir eksik ne bir fazla...
Bu nedenle sınırımızı çizelim, aşırıya kaçmadan, toplumsal değerlere sıkı sıkıya sarılalım.
Gün bencillik değil, "toplumu kucaklama" zamanıdır. Başkalarına benzemeyi abartırsak, gerçeği göremeyiz.
Bu da özgürlüğümüze pranga vurur.
İşte asıl cezaevi de budur. Acı verir, pişmanlığı fayda etmez.

GÜNÜN SÖZÜ
Acınmaktansa, kıskanılmak daha iyidir
Heredot

Açtı ağzını yumdu gözünü
Cem Davran, NTV'de, Gece Gündüz'ün konuğu oldu. Yekta Kopan, yeni oyunu "Alevli Günler" ve tiyatro üzerine sorular yöneltiyor Cem Davran'a...
Davran, oyunculuğu gibi ateşli bir adam. Hık mık etmiyor, topluma şirin görünmek diye bir derdi de yok. Tam bir sanatçı kimliğinde, yanlışlarımızı bir bir ortaya koyuyor ve diyor ki:
"Bizim en büyük hatamız, ucuza gitmek... Ben tiyatronun bedava, hiçbir ücret ödenmeden izlenmesine karşıyım. Her insan 1-2 lira da olsa ücret ödemeli... Her emeğin bir bedeli olmalı. Bu yüzden belediyelerin bedava oyun izletmelerini içime sindiremiyorum."
Çok doğru... Bu hazırcı anlayış öyle kasıp kavuruyor ki toplumu... Sanattan başlıyor, diğerlerine sirayet ediyor.
***
Bununla kalmıyor Cem Davran, bombalamaya devam ediyor:
"Son yıllarda tiyatro izleyicisi çok saygısız.... Salonda, oyunun ortasında kalkanlar, koridorda yürüyenler, cep telefonlarını çaldıranlar, hatta konuşanlar, sohbet edenler moda oldu."
Haklı mı, haklı... Tiyatro izlemeye gittiğinizde buna bizzat ben de tanık oluyorum.
Onun söylemediklerine ben de ekleme yapayım:
Çekirdek yiyenler, oyunculara laf atanlar, oyuna müdahale edenler de var.
Tiyatroya da saygımız kalmadı, oyunculara da...
Acaba bunun nedeni, magazin medyasının, sanatı bu kadar ucuzlatması olmasın?
Cem Davran, tiyatro izleme kültürünün kalmadığını eleştirmekte haklı ama gerçeklere bir de böyle bakmalı...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA