• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Bir baba için en büyük acı HÜROL DAĞDELEN

Bir baba için en büyük acı

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.03.2011, 00:00
Evlat yetiştirmek zordur; önce sorumluluk ister, sonra büyük emek harcanır, çocuğunun gözlerinden akacak bir damla yaşta yürek paralanır, günlerce uykusuz kalınır...
Bu emek anne için de söz konusu, baba için de...
Hele bir baba için.
Zira, bu önyargılı toplumda duygularını, yaşadıklarını hissettiren erkek pek makbul değildir.
Bu yüzden içine atar, yüreğinde yaşar, duygularını saklar; hissettiği her şeyi, gözyaşlarını da....
Bir erkek için baba olmak, en büyük onur ama aynı zamanda en büyük sorumluluktur.
Bu yüzden bebeğini kucağına bile almak istemez, "düşürürüm" korkusuyla; yüzüne bakamaz, öpüp koklayamaz, "hasta ederim" diye...
Erkek de, kadın kadar hassastır ama belli edemez.
"Ateşlenir" uyuyamaz, tenine zarar gelse, önce o hisseder. Ağlar, belli etmez.
Bir baba aslında, sevgisini içinde yaşayan "anne"dir. Zira kadın, duygularını göstermede daha özgürken, erkeğe, "duygularını belli etme" rolü biçilmiştir.
O bir babadır, hayatını bile gözünü kırpmadan verir çocuğuna... Evladının mutluluğunu, sevincini, kederini, üzüntüsünü hep yürekte yaşar.
Bu yüzden bir anneyi yazamam belki ama bir babanın neler hissettiğini çok iyi bilirim.

***
Bir babanın tek istediği, hayatının son anına dek, çocuklarıyla birlikte hayatı paylaşabilmektir, ister uzak, ister yakın...
Çünkü evlat acısı yaşamak, hayattaki cehennemdir her anne-baba için...
***
Gazeteci İbrahim Irmak, sanırım hayatının en zor gecesini yaşadı, acı acı çalan telefonla...
Eşiyle birlikte fırladı yataktan "Çağlayan" diye... Gelen telefon oğlunun bir trafik kazası geçirdiğini, sağlık durumunun kritik olduğunu söylüyordu İbrahim ağabeye...
Aracına atladığı gibi, son sürat geldi hastaneye... Evden çıktığı anda, gözyaşları sel oldu, oğluna hayatın adayan eşi Füsun hanım da... Göz pınarlarına hakim olamıyor, "Çağlayan geldim oğlum, yanında olacağım. Allahım senin yerine benim canımı alsın, ne olur?" diye mırıldanıyordu.
***
O yol bitmek bilmedi.
Hastaneye vardığında ise acı içinde kıvrıldı arkadaşım, keşke ben de yanında olabilseydim...
Çevreciliğiyle toplumu uyaran, yazılarıyla hayvan sevgisi aşılayan, bir gazeteci olarak doğru bildiğini yazan, Haberhurriyeti.com'un kurucusu İbrahim Irmak, her şeyi çare üretmiş, ancak bunca yıl gözü gibi koruduğu oğlunun ölümüne engel olamamıştı.
Ne yazık ki, bir anlık hata, Çağlayan'ın canına malolmuştu. Bir de çarpıştığı minibüste bir can daha...
Nedeni ne olursa olsun, o an hayatın bitişidir.
***
Başın sağolsun, sevgili ağabeyim, yüreğini sevdiğim arkadaşım... Çağlayan'ın ölümü, her baba gibi benim de yüreğimi yaktı, kül etti. Duygularını senin kadar yoğun yaşayamam, acını senin kadar hissedemem...
Ama bir baba olarak, yüreğim seninle inan...
Ben de bir babayım; senin acın, benim acım.
Ama şundan eminim ki, binbir emek verdiğin Çağlayan, yine senin elinden tutacak. Sen onu göremesen de, hayatının sonunda dek hissedeceksin.
Tıpkı dünyaya geldiği, parmağından sıkıca kavradığı ilk an gibi...
Bu yüzden bir baba ile oğulun bağı hiç kopmaz, ölüm bile koparamaz.
Ben buna inanırım, sen de inan.
Allah sana ve Füsun'a sabırlar versin. Yaşadığınız bu büyük acıda teselliniz, Hak'kın rahmetine kavuşan oğlunuzu yüreğinizde yaşamak, anılarıyla yaşatmak olsun.
Işıklar içinde yatsın.
Şimdi artık sıkı sıkı sarılacağınız Tolga'nız var.

Hatalı bir karar!
Ekranın en keyifli dizilerinden "Nuri", ani bir kararla pazar akşamı saat 22.00'ye çekildi.
Sanırım Kanal D'de bu kararı alan yönetim kurulunda, çoluk çocuk sahibi olan yok!
Olsaydı buna isyan ederdi.
Olsaydı diziye izlemek için can atan çocuklarının, ertesi gün okula gidecekleri için erken yatması gerektiğini bilirlerdi en azından...
Evlerde yaşanacak sıkıntıyı, çocukla anne-baba arasında yaşanması muhtemel gerginliği, küçük kalplerin üzüntüsünü tahmin ederlerdi.
Dizi, çocuk dizisi değil belki ama, onlar daha çok sevdi büyüklerden...
***
Bu yüzden bir komedi dizisi için, 22.00 özellikle pazar akşamı çok geç bir saat... Zaten izlenme oranlarına bakarsanız, Nuri'nin 8. sıraya indiğini göreceksiniz (bkz: medyatava.com)...
Hem de bir haftada...
Dizi, geçen hafta gün birincisiydi. Yani sadece çocuklar etkilenmedi bu karardan, büyükler de boş verdi.
Dizi, "Çok Güzel Hareketler Bunlar" gelince, geç bir saate çekildi.
Tamam, onun da izleyicisi var ama Nuri'ye bu yapılan haksızlık diye düşünüyorum.
Kanal D eskiden pazar akşamları geç saatte yabancı film yayına giriyordu. İzleyicisini de buluyordu.
Bence Nuri de, cuma ya da cumartesi akşamları erken bir saatte yayına girmeli...
Başta çocuklar hepimiz, ertesi gün okul ya da işe gitme derdi olmadan, keyifle izlemeliyiz Nuri'yi...
***
Son söz, izleyici "hassasiyet" ister, yoksa güme gider Nuri!



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI