Bu ilginç organizasyonun "fikir babası" AK Parti İzmir İl Başkan yardımcısı Bülent Delican...
En büyük destek de, İl Başkanı Ömür Kabak'tan geldi. İzmir milletvekili Tuğrul Yemişçi de omuz verince ortaya bu övünç verici tablo çıktı.
AK Parti İzmir İl Başkanlığı, Cumhuriyet'in 86. kuruluş yıldönümü nedeniyle İzmir Devlet Senfoni Orkestrası sanatçılarından oluşan Turquart Oda Orkestrası ile birlikte "Cumhuriyet Konseri" düzenledi.
Coşkulu bir konser olmuştu.
Bu coşkulu tabloyu yaratanlar arasında başı örtülü kadınlarımız, kızlarımız da vardı, saçı başı açık olanlar da...
Yazmalı teyzeler de!...
* * *
Ömür Kabak iddialı...
Ve, Ömür Kabak'tan bir değerlendirme...
"Konserde müziğin evrenselliği bir kez daha vurgulandı. Anadolu'da ortaya çıkan müziklerin Dünya'ya duyurulması gerekir. Geçtiğimiz günlerde Tunceli ziyareti için bölgeyi gezdik. Elazığ'da bizi misafir ettiler, gittiğimiz yerde müzikler dinledik. Bir yerin duvarında (Müzik bizi anlatıyor, müziğimizi anlamayan bizi anlayamaz) yazıyordu."
* * *
Konsere kısa bir ara verilmişti.
Konak eski Belediye Başkanı Ahmet Sarışın çevresini saranlara "Harika bir gece" diyor ve şöyle devam ediyordu:
"Onunucu yıl marşını hep birlikte ayakta söyledik. Vivaldi ile, Mozart ile coştuk."
Konser "Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa..." marşı ile bağlanırken İzmir milletvekili Tuğrul Yemişçi de şöyle diyordu:
"Müzik tüm dünyada evrenseldir. Nasıl müzik evrensel ise, kimsenin tekelinde değil ise Atatürk de kimsenin tekelinde değildir."
siyasetten
Evli evine, köylü köyüne!
Demokrat Parti Karşıyaka İlçe Başkanı Yücel Çağatay "İlçemizde birinci parti olacağız" diyor.
Çağatay, genel kongrede Anavatan Partisi ile birleşerek güçlendiklerini söylüyor ve ekliyor:
"Partimizi eski günlerine döndürececeğiz."
Yücel Çağatay. Demokrat Parti'nin geçmişte Karşıyaka da Kemal Baysak ve Nevzat Çobanoğlu ile 2 dönem Belediye Başkanlığını kazandığını vvurguluyor ve devam ediyor:
"Geçmişte bu partiye hizmet etmiş ve bir şekilde kırgınlık yaşayarak uzaklaşmış Anavatan ve DYP lilerin yuvaya dönme zamanı geldi. Kapılarımız herkese açık. Artık bir çağrımız var: Evli evine, köylü köyüne..."
hayattan
Adı niçin Eflatun?
O büyük ustayı iki yıl önce kaybetmiştik.
Karikatür sanatının son büyük ustasıydı Eflatun.
Özgün çizgileri, müthiş bir zeka süzgecinden geçip gelen esprileri ile Eflatun Nuri, bu dünyada kendine özgü bir yerin sahibi olmuştu.
Karikatürcüler Derneği şu günlerde Eflatun Nuri için albüm hazırılığında...
Bir de bu büyük ustanın eserlerinden oluşan sergi var.
Bu sergi 6 Kasım cuma günü Alsancak Gazi Kadınlar Sokağındaki Tiyatro Evi'nin terasında açılacak.
* * *
Ve bu renkli kişilikten bir anı...
Eflatun Nuri ömrünün son yıllarını İzmir'de geçirdi.
O'nun Genel Yayın Müdürüydüm.
Basın Yasasının sınırlarını zorlayan esprilerinin hesabı da bazen ben sorulurdu.
Bir gün sorduk:
"Bu Eflatun adı da nereden çıktı?"
Anlattı:
" Asıl adım, Adil Nuri Erkoç. Eflatun Nuri takma adım. Bir gün ortaokulda jimnastik dersindeydik, öğretmenimiz, (Herkes soyunsun) dedi.
(Hastayım...) diye kurtulmaya çalıştım. Olmadı. Mecburen indirdim pantolonumu. Bütün arkadalar, (Eflatuuun!, Eflatuuun)diye hep bir ağızdan bağırdılar. Çünkü, affedersiniz, haminnemin eflatun renkli paçalı donunu giymiştim. O günden sonra herkes bana Eflatun dedi!"
* * *
Eflatun usta bir çizer olduğu kadar, hızlı bir yazar.
Plastik alanında keşifleri vardı..
Evinin balkonunda kavak ağacı yetiştirirdi.
Salonlarda ise fare...
Mahallede bir ağaç görse tırmanmaya bakar.
Eflatun'u bastonuyla görenler onu bir Şarlo kadar sempatik bulur. Eflatun karikatürün sanki feylesofudur.
günün fıkrası
Uygun olanı
Temel, tuttuğu balıkların bazılarını cetvelle ölçtükten sonra denize atmaktadır. Denize attıkları çok fazladır.
Cemal merak eder ve sorar.
"Tuttuğun balıkların çoğunu niye ölçüp denize atıyorsun?"
"Uy uşağım, niyesi var mı, evdeki tavaya uygun olanları, tavaya sığabilecekleri ayırıp büyükleri atıyorum. Tuttuğum balıkların çoğu tavaya sığmıyor da Fadime'ye zorluk çıkartmak istemiyorum."
"Savaş Ünlü"den