Buldukları her boş alanı paylaşıp vatandaşın parasını alan "korsan otoparkçılar" şimdi de Tepecik Eğitim Hastanesi'nin hemen arkasında bulunan ve İZELMAN'a ait açık otoparkı işgal ettiler, çalıştırmaya başladılar.
Bu gerçek dünkü Yeni Asır'ın birinci sayfasının manşeti olarak yayınlandı.
Muhabir arkadaşlarımız, konuyu Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na aktardılar ve sordular:
"Başkan ne diyorsun?"
Her tarafından salkımsaçak nemelazıcılık akan bir cevap:
"Mizansen haberlere cevap veremem..."
Bir cevap da hemen bizden olsun:
"Başkan, senin mizansen dediğin olay gerçeğin ta kendisi. Bu biiiir...
Düzmece, yani mizansen haberler yapmak, Yeni Asır'ın işi değil. Bu ikiiii...
Acı gerçekler karşısında aczin bir ifadesi olarak sırıtan bu sorumluluktan kaçış, İzmir gibi bir kentin Büyükşehir Belediye Başkanı'na yakışmıyor. Bu üüüüç.
* * *
İZELMAN'ın bazı yetkilileri "Söz konusu otopark hastaneye hizmet veriyor. 17.00'den sonra buruda araç kalmıyor. Üstelik bu otoparkta can güvenliği sorunu var" diyor ve bu nedenle otoparkı boş bıraktıklarını söylüyor.
İzmir gibi bir kentin göbeğinde can güvenliği sorunu nasıl yaşanır.
İşte bu aşamada sormak gerek:
"Bu korsan otoparkçılar işgali silaha sarılmak suretiyle mi gerçekleştiriyor?
Bu korsan otoparkçıların Emniyet Müdürlüğü'ne şikayet etmek, "Ne oluyoruz?" demek de aklınıza gelmedi."
* * *
Aciz ve beceriksiz yönetimler, hayat buldukları kentlerde ne asayiş bırakır, ne de huzur...
Bu toplumsal gerçek, ne acıdır ki, İzmir'de bütün çirkinliği ve ürkütücülüğü ile ortaya çıkmıştır.
Bir ucu karanlık güçlere dayanan otopark işgalciliği, İzmir'deki aciz yönetimin foyasını meydana çıkarmıştır.
Yazık oldu İzmir'e...
Bir hastanede sıra öyküsü!..
Erdal Önal 3 gün önce diş dolgularıyla ilgili bir sorun yaşadı.
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine gidip sorununu çözmek istedi.
Ertesi gün Ege Üniversitesinin yolunu tuttu. Oradan ver elini Diş Hekimliği Fakültesi...
" Yook olmaz" dediler "Sabah erken 07.30 'da gelip sıra alman gerekiyor" dediler.
Erdal Önal da öyle yaptı. Ertesi gün sabah saat 07.30'da gidip sırasını aldı.
10.30'da kliniğe aldılar, muayene ettiler, sonra "Git bilgi işlemde bekle. Çağırılacaksın" dediler.....
Gitti, bekledi,çağırıldı.
Bir bayan "Bu evrakları al 1.kata çık, randevu al" dedi.
Erdal Önal birinci kata çıktı,evrakı verdi.
Memur evrakı aldı üzerine yazdı.....
3 Mayıs 1010, saat 08.30..
Yani tam 143 gün sonrasına.
***
Ve Erdal Önal bu macerasını şöyle değerlendiriyor:
" Bir yandan dişim ağrıyor. Bir yandan bir gülme krizi tuttu mu beni?
Kalabalığın içinde tek başına gülmek de zor işmiş meğer!
Kös...Kös... Bindim arabama geldim evime. Ağrılarımla güle güle...
Çok duymuştum ama hiç başıma gelmemişti....
Şunun için anlatıyorum bunları.
Bilmeyen varsa, bilgilensin..
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi...
Sağlık konusunda bir deva merkezi değil.....
Komedi dükkanı gibi...
Dişle ilgili sorununuz olursa uğranılacak bir yer değil.
Duyurulur....
duvarlardan
* Ya aşkıma karşılık ver ya da peşinde eskittiğim ayakkabıların parasını.
* Gözden uzak olan, gönülden ırak olur. Ama ben seni hala unutamadım.
* İnsan bir yaprak, elbet bir gün solacak.
* Akıllı olup aşık olmaktansa, deli olmak daha iyidir.
* Acele işe, tuvalette kuyruk olmasın.