Bu zeytin havarisini bize dün Ahmet Küçükbay anlattı.
Orkide Yağ Sanayiinin patronu ile dün Bayraklı'da sahibi olduğu işmerkezinde biraraya geldik.
Organizasyon içinde Kanal 35 TV mensupları ile Yeni Asır'cıların kahvaltısı da vardı.
Hemen belirtelim Küçükbay aynı zamanda Kanal 35'in de sahibi.
Bu, İzmir'in yetiştirdiği bin dinamik işadamının "medya sektörüne"ilk adımı...
Orkide grubu, sıvı yağ pazarının yüzde 20'sini elinde bulunduruyor.
***
Küçükbay, fuar ve tanıtım ağırlıklı büyüme stratejisiyle 90'ın üzerinde ülkede tanınan ve bilinen bir marka olduklarını dile getirip ekliyor:
"Türkiye, zeytinyağı pazarında belirleyici olmak için, dökme zeytinyağı yerine kendi markasıyla dünyaya açılmalı."
***
Peki, şimdi gelelim, Ormancı Emin'e...
Eskiden zeytinyağı üretimi ilkel metodlarla yapılırdı ve bu yağ yemeklerde kullanıldığında ağır bir tat bırakırdı.
Ahmet Küçükbay bu konuda şöyle konuşuyor:
"80'li yıllarda Başbakan Turgut Özal döneminde yapılan teşviklerle İtalya ve İspanya'da kullanılan teknolojileri ülkemize getirdik."
Teknolojide bu atımık iyi ve hoştu ama, bunu üreticiye benimsetmek bakalım nasıl olacaktı?
Zeytinyağı üretiminde devrim gibi birşeydi bu...
* * *
İşte bu aşamada, Küçükbay son teknoloji ile zeytin nasıl sıkıldığını, nasıl kaliteli zeytinyağı elde edildiğini video filmine çektirdi ve çoğalttı.
Şimdi görev Ormancı Emin'indi.
Ormancı Emin tipik bir Ege köylüsü. Heyecan yüklü bir adam...
Bir elinde video, bir elinde film...
Ormancı Emin Kuzey Ege köylerine tura çıktı, her gittiği kahvede zeytin üreticilerini topladı.
"Çaylar şirketten..." dedi ve herkesi bu filmleri izlemeye çağırdı.
Bu filmler öğreticiydi, ders vericiydi ve üstelik hiç de sıkıcı değildi.
Ormancı Emin koltuğunda video, elinde filmler Ege köylerinin
tozunu attı ve bu modern teknolojinin havarisi oldu.
***
Tarih 14 Haziran 2010...
Ve Ahmet Küçükbay "Ormancı Emin'in bu yoldaki hizmetlerini unutmak ne mümkün?" diyor.
hayattan
Düşler Atölyesi sergileri
Bu proje, Nokia Eğitim Gönüllüleri ve Uluslararası Gençlik Vakfı tarafından 7 yıldır yürütülüyor.
Adı: Düşler Atölyesi
İşte bu projenin 'nin 3. faz çalışmaları kapsamında, çocukların yaptığı ürünlerden oluşan yerel sergiler başlıyor.
Eğitim Gönüllüleri ve Uluslararası Gençlik Vakfı (IYF) işbirliğiyle 2003 yılında başlayan Düşler Atölyesi projesi, gönüllülere ve çocuklara plastik sanatlar yoluyla yaşam becerileri kazandırıyor. Proje kapsamında Eğitim Gönüllüleri'nin 21 noktasında düzenlenen etkinliklere katılan çocukların yaptığı ürünlerden oluşan yerel sergiler büyük ilgi topluyor.
kentten
İtfaiyeciler ve Kocaoğlu
Büyükşehir Belediyesi ile yine bu kuruma bağlı itfaiye çalışanlarının önemli bir kısmı mahkemelik...
İzmir İtfaiye örgütünde bine yakın çalışan var.
Bir grup İtfaiyeci önceki gün bize geldi.
Hepsi de "Büyükşehir Belediye Başkanımızı çok seviyoruz. Onu bir baba olarak sayıyoruz" diyor ve gerisini şöyle getiriyor:
"Yemek paralarımıza uygulanan kesintinin kaldırılmasını ve eşimdiye kadar kesilen paraların da iadesini istiyoruz. Mahkemenin esasında da bu var."
***
Bir başka itfeiyecii de şöyle diyor:
"Mesailerimiz de tam olarak ödenmiyor. Geçeen ay benden 200 lira kesildi."
İtfaiyeciler Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu için şöyle konuşuyor:
"O bizim Babamız... Canımızı yaksa da onu sevmeye devam edeceğiz."
küpe
Yeis öyle bir bataktır ki, düşersen boğulursun. Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun.
M. Akif Ersoy
fıkra
Soğuk iklim
İki arkadaş barda oturmuş hem içiyor, hem de konuşuyorlardı.
Biri "Bizim oralarda kış çok çetin geçer. Senenin onbir ayı devamlı kış vardır"dedi.
Beriki atıldı:
"Ya bizim oraları? Kış öylesine uzundur ki, bazen hızını yenemeyip gelecek seneden de bir ay avans alır."