CHP içindeki bu son kapışmanın temelinde, 8 ilçe belediye başkanı ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu var.
Aralarında Konak, Karşıyaka ve Bayraklı gibi büyük ilçelerdeki CHP'li belediye başkanlarının da bulunduğu "8 Kişilik Başkanlar Takımı" Kocaoğlu'nu kastederek, "Bizi takmıyor" dediler ve ayaklandılar.
Aziz Başkanı suçladılar.
Büyükşehir Başkanı da "Bunlar dayatma yapıyorlar. Tek tek gelsinler" diyerek kendini savundu.
Görünüşte "incir çekirdeğini doldurmayacak" cinsten mazeretler ortasında çıkan yangına sonunda Genel Merkez el koydu.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Canalioğlu'na görev verdi.
"Gidin şunları bir araya getirip anlaştırın. Sükuneti sağlayın..."
* * *
Doğrusu istenirse, İzmir'de yaşananlar CHP için olağan işlerden biriydi.
Hizipleşme ve ardından kapışma olmaması, CHP kulislerini bilenler için büyük sürpriz olacaktı.
CHP için eşyanın tabiatına aykırı bir durumdu bu!
Partinin mayasında hizip vardı, kapışma vardı. Tek hedefe hizipsiz bir şekilde "tek vücut" olarak yürümek yerine "Baltaları çekme" sözünü siyasi hayatımıza sokan CHP'de sükunet beklemek fazla hayalcilik olurdu.
İşte bu tablo içinde, Kılıçdaroğlu'nun temsilcileri İzmir'e geldiler.
Taraflara "aranızda anlaşın" yollu nasihatlarda bulundular.
Kapışmanın taraflarından biri olan Büyükşehir Başkanı Aziz Kocaoğlu, "barıştırma heyetini" karşıladı.
Bir iki ince sohbetten sonra, ceketini giydiği gibi İzmir'den çekip gitti.
Kocaoğlu nereye mi gitti?
Çin'e gitti, Çin'e!
Hem de kimseyi takmadan!
hayattan
Aydın Erten'i anıyoruz
Aydın Erten 1942 Diyarbakır doğumlu. Orta öğrenimini Karşıyaka'da, üniversiteyi Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesi'nde bitirdi. Öğrencilik yıllarında, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu doğal başkanlığı ve Genel Kurul üyeliği yaptı.
* * *
68 kuşağının yılmaz savaşçılarındandı. CHP İl Gençlik Kolu Başkanlığı yaptı. 12 Mart darbesi yapıldığında CHP İl Yönetim Kurulu üyesiydi. 1973-1980 yılları arasında sürdürdüğü Gültepe Belediye Başkanlığı görevi 12 Eylül darbesiyle son buldu. Darbecilerin sorgularına onurluca direndi, cezaevlerinde hapis yattı. 1980 sonrasında 17 yıl siyasi yasaklı kaldı. Baskıların yıldıramadığı Aydın Erten, inandığı yolda yürüdü. 10 Ağustos 2000'de yakalandığı hastalık sonucu gün 'Aydın'lanırken aramızdan ayrıldı.
* * *
10 Ağustos 2002 tarihinde yitirdiğimiz Aydın Erten bugün saat 10.30'da Gültepe Toros Eski Mezarlığı'ndaki kabri başında anılacak.
Not: 09.30'da Lozan Meydanı'ndan otobüs kaldırılacak.
bir şiir
Gültepe'li Yiğit
Gültepe'ye yağmur yağıyordu
Üstüme üstüme geliyordu yağmurlar
Bin kez seni düşünüyordum
Seni görüyordum her şeyde
Yağmurlar geliyordu üstüme üstüme
Gültepe'ye yağmur yağıyordu
Bir sevda şarkısı söyler gibi yaşıyorduk
Bir sevda türküsü gibi
Yıldız türküleri söylüyor
Yıldızdan türküler yazıyorduk
Gültepe'ye yağmur yağıyordu
Gültepe'ye yağmur yağdığında
Gültepe'ye aşk yağdığında
Gecenin gülüşünde çiçekler açtığında
Bugünden söken şafaklarda
Şarkılar söyledik Aydın'la
Şiirler yazdık
Gültepe'nin göklerine uzanıp
Yıldızlar kopardık
Kırmızı bir karanfilmiş gibi
Yıldızları saçlarımıza taktık
Gültepe'ye yağmur yağıyordu
Seni sevmenin acısı
O çok sevdiğin türküyü
Aklımıza düşürüyordu;
'Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya kadar malın olsa ne fayda'
Gültepe'ye yağmur yağdırıyorduk
Bir sevgi olup günboyu Deniz'e bakıyorduk
Öyküler dinleyip şiirler yazıyorduk
Gültepe'ye yağmur yağdırıyor
Gültepe'yi aşkla yıkıyorduk...
Şair gibi;
'Dünyanın cesur ulusları yoktur
Cesur insanları vardır' diyorduk...
OKAN YÜKSEL
küpe
Terbiyenin kökü acı ise, meyveleri tatlıdır.
Aristo
fıkra
Aynı yerde
Temel, uzun zamandır görmediği Cemal ile karşılaşınca:
"Uşak, nasulsun pakayum?"
"İyiyum..."
"Çocuklar nasuldur?"
"Onlar da eyidur."
"Peki karun nasildur?"
Temel böyle sorunca, Cemal'in birden yüzü değişti. Arkadaşının geçen yıl karısının öldüğünü hatırlayan Temel yine sordu:
"Yani, hala aynı mezarda mi yatii?"