• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
New-York’ta bir Türk markası ERKİN USMAN

New-York'ta bir Türk markası

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.10.2012, 00:00
1958 yılında Manisa'da doğan Ahmet Küçükbay, kendisini çok küçük yaşlarda ticaretin içinde buldu. Tıpkı Babası gibi...
İlkokul ikinci sınıftan itibaren Küçükbay Bakkaliyesi'nde babasının yardımına koşan Ahmet Küçükbay, okulu bitirir bitirmez soluğu yine babasının dükkanında alıyordu.
Ahmet Küçükbay, girişkenliği, olgun yapısı ve insanlarla kurduğu sıcak ilişki ile bu alandaki gücünü daha o zamanlarda ortaya koymuştu.
At arabası ile başladıkları pazarcılıkta önce moto-guzzi, daha sonra Toyota marka kamyonetle devam eden baba Akif Küçükbay, 1968'de toptan bakkaliyeye geçer.
Akif Küçükbay 1974 yılında 16 yaşını dolduran Ahmet Küçükbay'a büyük bir sorumluluk yükler. Tüm pazar işlerini, çalışan ekiple birlikte gelecekte daha büyük işler beklediği Ahmet Küçükbay'a devreder.
3 yıl boyunca başarılı bir pazarcılık dönemi geçiren Ahmet Küçükbay. otobüs, araba ve kamyon alım satım işine giren babasının yanında deneyimlerini de arttırır.
* * *
1978 Küçükbay ailesinin dönüm yılıdır.
Bornova'da şu anda Küçükbay tesislerinin bulunduğu yağ ve sabun fabrikasını Akbank'tan, 3 milyonu peşin ve 2 milyonu vadeli olarak satın alan Küçükbay ailesi ayçiçeğinde günlük 5 ton kapasiteli sanayiciliğe adım atar.
20-30 kişi ile başlayan sanayicilik maratonu, Küçükbay'ın yatırımlarıyla hızlı bir seyir takip eder. Satıştaki başarısı, babasından gelen ticaret yeteneği ile Orkide'yi Türkiye'nin en çok tanınan markalarından biri haline getiren Ahmet Küçükbay, çıtayı yeni yatırımlarla sürekli yükselterek bugün bin 500 tona ulaştırır.
Şimdi Orkide'nin 81 ile yayılan bayii ağının yanında, 100'ün üzerinde ülkeye ihracatı var.
Bugün New-York'taki marketlerin gözde markalarından biri Orkide'dir.
2005 yılında Bornova'da hizmete giren Akif Küçükbay ilk okulu ile babasının düşlerini gerçekleştiren Ahmet Küçükbay, Gediz Üniversitesi'nin kuran Sipahi Eğitim ve Spor Vakfı'nın Mütevelli Heyetı Başkan yardımcısı. Ahmet Küçükbay, evli ve 3 çocuk babası.

kentten
Polis dostunu soydular!

Tuncay Reyhan, soyadını İzmir'in o ünlü pastanesine vermiş bir centilmen.
Saygın kişiliğinin yanında, anlatılmaz bir polis dostu.
En büyük zevki polis dostlarını pastanede ağırlamak, onlarla sohbet etmek.
Şimdi İstanbul Emniyet Müdürü olarak görev yapan Hüseyin Çapkın, İzmir'deki görev günlerinin gecelerinde Reyhan Pastanesi mesken tutar ve müdürlerini de orada bir araya getirirdi.
Hasılı, Reyhan Pastanesi özellikle gece yarısına doğru ve sonrasında, İzmir Emniyeti'nin zirve buluşmalarına ev sahipliği yapardı.
***
Tuncay Reyhan geçtiğimiz günlerde Viyana'ya uçarken, beklemediği bir olay yaşadı ve bilgisayarını güzeller güzeli bir turiste kaptırdı.
Bu kadın turist İngiliz'di.
Tuncay'ın koltuk kenarında tuttuğu bilgisayarı kaşla göz arasında yürütmüştü.
Ne var ki, bilgisayarı kaşla göz arasında kapan İngiliiz turist, Tuncay ile aynı uçağa düşeceğini hiç hesaplamamıştı. İngiliz turist uçakta bilgisayar ile oynarken yakalandı. Tuncay Reyhan centilmen adamdır. İngiliz güzeli affetti. Bilgisayarını kurtarmak O'na yetmişti.

küpe
Biz kendimizi yapabildiğimiz şeylerle ölçeriz. Halbuki başkaları bizi yaptığımız şeylerle ölçer.
Longfellow

fıkra

Para, daima para...

Bir ağır siklet boks şampiyonu yolda taarruza uğramış, karşısına çıkan iki haydut cüzdanını almışlardı.
Boksör de hemen karakola gidip haydutları şikayet etmişti. Komiser sordu:
"Cüzdanında kaç para vardı?"
"1600 lira..."
"Haydutlar güçlü kuvvetli miydiler?"
"Yok canım. Sinek gibi adamlardı."
"Peki bu koca gövdenle nasıl baş eğdin onlara. Yumruklarını işletseydin ya!.."
"Cüzdanım yüzünden..." dedi boksör ve devam etti:
"Bu kadar az para için dövüşseydim, sonra menecerim neler derdi bana?.."

geçmişten
Kim tıraş edecek?

Victor Hugo'nun çok meraklı, hurafelere inanır geveze bir berberi vardı. Bir gün kuyruklu yıldızlardan birinin dünyaya çarpacağı söylentileri yayılır.
Berber, Hugo'yı tıraş ederken konuşur:
"Aman yarabbi ne felaket? Diyorlar ki, dünyanın sonu gelmiş. Önümüzdeki ayın ikisinde bütün hayvanlar, dördünde bütün insanlar ölecekmiş..."
Vickor Hugo'nun cevabı:
"Vah aziz dostum vah!... Gerçekten büyük felaket. Bu durumda ayın üçüncü günü beni kim tıraş edecek?"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA