Zamanın izafi olduğu o kadar açık ki; insan hayatında tüm iyi zamanlar, o zamana ait güzel parçalar serçe kanadının aceleciliği ile "pırr" diye uçup gidiyor. Daha dündü sanki; "Hoş geldin Sultanımız" diyerek sevincimizi dile getirdik.
Ramazanın gelişine temennalar sunduk. Bu ayın içimizde oluşturduğu çocuksu sevincin heyecanıyla planlar yaptık. Ardından çok yoğun bir Ramazan telaşesi... Bereketli iftarlar; bazen sevimli bazen uykulu sahurlar. Ve gün boyu insanın kendi içinde ve cemiyetin ortasında yaşadığı steril hayat. Ben her Ramazan'da yaşadığım mikroplardan arınmışlık duygusunu bu Ramazan'da biraz daha fazla hissettim. Bunun nedeni belki de, bilerek veya bilmeyerek, çok günah işlemiş olmam. Bilmiyorum ama şu an da Ramazan'a veda ederken, kendimi iyi bir hekimin terapik tedavisinden geçmiş ve bütün ağırlıklarını üzerinden atmış birisi gibi hissediyorum; ve tabii Ramazanla böylesine bir hissi rabıta kurabildiğim için Allah'a şükrediyorum.
***
Aslında bu Ramazan'da başka bazı şeylerin farkına biraz daha vardım. Siyasi gündemin neredeyse tamamını kaplayan şu meşhur "açılım" hikayesi örneğin. Farkına vardım ki, açılım olsa da olmasa da bu vatanı, bu vatanın insanlarını hiç kimse bölemez. Bölemez, çünkü Ramazan gibi, bayram gibi bu ülkede yaşayan insanların ruhlarını böylesine derinden kuşatan bir ortak duygu alanı ve olayı varken korktuğumuz şeylerin olması imkansız.
Belki de muhafazakar gelenekten gelen ve sahip olduğumuz değerleri çok iyi tanıyan bir Başbakan olan Tayyip Erdoğan, boşuna başlatmadı bu açılım sürecini. Kendinden öncekilerin yeterince görmediği bir gerçeği görmüş olabilir mi acaba? Farklı etnik yapıların tamamını nötrleştiren ve hepsini bir ortak duygu etrafında yekpare bir varlığa dönüştüren değerlerimizin sorun çözücü metafizik güç potansiyeli gerçeğini...
***
Evet, geldi ve bize tarifsiz güzellikler yaşattı. Bu toplumun güçlü taraflarını bir kez daha dünyanın görmesini sağladı Ramazan. Bir ay boyunca bu ülkenin insanları bir biriyle kaynaştı, kucaklaştı. Yollarda kurulan iftar sofraları bir fakir ağırlama yerleri olmaktan çıktı, bir sosyal neşe mekanı haline geldi.
Sınıfsız bir toplum olduk bir ay boyunca. Ülkemize gelen yabancı basın mensupları burada izledikleri Ramazan manzaralarından öylesine etkilendiler ki, bunlardan birisi bana, "Burada gördüklerimiz sanki dünyayı yeniden kurabilecek bir model" dedi.
***
Ramazan, bir kutsal ay olarak üzerine düşen her şeyi eksiksiz yaptı. Bizim hayatımızı iyilik ve güzelliklerle zenginleştirip veda etti. Onu şimdiden çok özlüyoruz. Her gün soframızı bizimle beraber paylaşan ve bereket katan bir sultan özlenmez mi hiç?
Güle güle ayların sultanı. Bir daha ki sefere, yine sessizce kapımızı çalacağın günü hasretle bekleyeceğiz.
Bu duygularla tüm Egelilerin Ramazan Bayramı'nı kutlarım.