• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Hasan Fehmi Güneş'e sorular

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04.02.2010, 00:00
Abdi İpekçi'nin ölüm yıldönümünde herkes o alçak cinayeti konuşuyor. O dönemin en önemli tanıklarının başında hiç kuşku yok, dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş geliyor. Aradan geçen onca seneden sonra bir bilirkişi yetkinliği ile önemli bir şey söylüyor Hasan Fehmi Güneş. Daha doğrusu iki şey söylüyor: Birincisi, "O günkü askeri yetkililer bizim katil Ağca'yı yeterince sorgulamamıza izin vermediler" diyor. İkinci söylediği şey çok daha önemli. "İpekçi darbe zeminini olgunlaştırmak için öldürüldü." Kim söylüyor bunu? O günkü CHP'nin İçişleri Bakanı ve yine bugünün CHP'lisi Hasan Fehmi Güneş. Bu açıklamalardan sonra Hasan Fehmi Güneş'e bazı sorular sormak farz oldu.
1- Darbe ortamı hazırlamak için eylem yapanları yargılayan Ergenekon davası hakkında ne düşünüyorsunuz?
2- Bu mahkemede yargılananların avukatlığını yapan 50 yıllık arkadaşınız ve Genel Başkanınızın tutumu hakkında ne düşünmektesiniz?
3- Abdi İpekçi'nin niye öldürüldüğü konusundaki tezinizi tarih doğruladığına göre sizce Danıştay Hakimi Mustafa Yücel Özbilgin niçin öldürülmüş olabilir?
4- Mustafa Yücel Özbilgin'i öldürenlerin Ergenekon davasında yargılanıyor olması darbe iddiaları ile ilgili size herhangi bir ilham veriyor mu?
5- Abdi İpekçi'nin öldürülmesi konusunda pek konuşkan biri olurken, diğer darbe amaçlı cinayetler hakkında neden suskun bir siyasetçiye dönüşüyorsunuz?
6- Bu davranışınız devlet adamlığı kariyerinize yakışan erdemli bir davranış mıdır?
Sorular çoğaltılabilir tabii. Ama ben "darbe marbe yok, bu Ergenekon'da uydurma" diye düşünenlere yine de Hasan Fehmi Güneş'in Abdi İpekçi'nin niye öldürüldüğünü ortaya koyan sözünü hatırlatayım. En doğru söz onun sözü çünkü.

Alevilere kötülük
Adam Alevi olduğunu iddia ediyor. AİHM başvuruyor ve nüfus kağıtlarındaki din hanesine Müslüman yazılamayacağı yönünde karar çıkartıyor. Önce görüşümü söyleyeyim: Benim için hiç fark etmez, yazılsa ne olur yazılmasa ne olur? Din dediğimiz olay gönüllerde yaşayan bir inançtır. Ancak bu başvuruyu yapan adamın iyi niyetli biri olduğuna hiç emin değilim. Kendisine kimlik uydurmak bakımından Alevi diyen ama bu kimliği de bal gibi ateist bir ideolojiye dönüştürmeye çaba gösteren bildik tiplerden biri bu adam.
Böyle karışık tipler niçin son yıllarda hep İzmir'den çıkıyor, orası da ayrı bir mesele. Benim arkadaşlarımın yarısı Alevi. İçlerinde bir tane bile, "Alevilik Müslümanlık değildir" diyen yok. Alevilik üzerine proje hazırlamış, onlarca kitap okumuş, yazı kaleme almış biriyim ben. Uzmanlıksa bana uzman diyebilirsiniz. Bu yetkinlikle söylüyorum ki, AİHM'e bu başvuruyu yapan adama dikkat edin. Bu adam asla gerçek bir Alevi değildir, Ali'nin dinine mensup biri olamaz. Ama öyle bir iş yapıyor ki milyonlarca Müslüman Alevi'yi inandıkları din ve içinde yaşadıkları toplumla karşı karşıya getiriyor. O nedenle bu adam kim ve kime hizmet ediyor iyi anlaşılmalıdır.
Ben ne söylesem bunun çok bir anlamı yok. Bu adamın Alevilere attığı bu iftirayı temizlemek ve ne olduklarını ortaya koymak en başta Alevilerin görevidir.

Kalıbınıza yazık!
Türk milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Parlamenterler Meclisi Başkanı oldu. Tüm Cumhuriyet tarihi boyunca bir Türkün geldiği en yüksek uluslararası makam. Fakat ne korkunç bir şeydir ki, AK Partili olduğu için CHP'li ve MHP'li üyeler seçildiği oylamada Çavuşoğlu'na oy vermiyorlar. Çavuşoğlu tek aday olarak seçiliyor. Ondan sonra da Türkiye'den hiçbir parti başkanı, "Hayırlı olsun" diye aramıyor, iyi mi?
Bu durumda ne denebilir ki? Hepiniz kalıbınızdan utanın!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA