• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Batı laikliği ve zavallı Türk kızı

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.04.2010, 00:00
Aygül Özkan, Almanya'nın ilk Türk kökenli kadın bakanı. Bu büyük bir başarıdır ve kendisini ne kadar kutlasak azdır. Ancak, Aygül Özkan daha görevine başlamadan baltayı taşa vurdu. Okullarda haç ve türban gibi dini simgelere karşı olduğunu açıkladı. Garibim belli ki Almanya'yı Türkiye sanıyor. Bekliyor ki bu düşüncesi pek çok çevreden destek görecek. Oysa Almanya'da her çevreden müthiş bir tepki aldı ilk Türk kadın bakan. Alman medyası günledir Aygül Özkan'la alay ediyor. Bağlı olduğu Hıristiyan Demokrat Parti'nin üyeleri Türk kökenli kadın bakanı neredeyse linç edecekler. Ne yapsın bizim saf kızımız, bu tepkilerden fena halde korktu ve böyle bir söz söylediği için biraz da sakil bir biçimde özürler diledi. Alman basını onun özrüyle de dalga geçmeyi ihmal etmedi tabi. Bu tablo üzerine herkesin oturup bir düşünmesi gerekir. Elin Alman'ı hiç öyle dinine filan laf ettirmiyor. Dine ait sembollerin okullarda yasaklanması batılı laik kafanın anlamayacağı bir şey. Batılı laiklik din ve dince kutsal sayılan şeylerin hayatın her alanında olmasını laikliğin gereği sayıyor. Bizdeki laiklik bundan farklı bir şeydir, ki gerçek laiklikle alakası yoktur.
Sonuçta bu anlattığımız olayda bir Türk kadınının elde ettiği başarıya rağmen, onca yıl yaşadığı ülkenin laiklik anlayışını kavrayamadığı için nasıl zor duruma düştüğünü gördük. Tabi biz her fırsatta dinimizi tehdit gibi görürken elin batılısının dini konusunda ne kadar hassas olduğunu da...

Balkanlarda tarih yazan Türkiye
İçerdeki anayasa tartışmalarından ve siyasetin gündelik çekişmelerinden tarihsel gelişmeleri atlıyoruz ya da yeterince üzerinde durmuyoruz. Oysa burnumuzun dibinde, Balkan coğrafyasında 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en önemli diplomatik gelişmelerden birisi gerçekleşti. Türkiye senelerdir yürüttüğü sessiz diplomasinin sonuçlarını aldı ve hala çatışma potansiyeli olan bir bölgede kalıcı barışın şartlarını yarattı. Sırpbistan, Bosna Sırp Kesimi ve Boşnaklar arasında Türkiye'nin arabuluculuğu ile yeni bir barış dönemi başladı. Bunun için Sırp Meclisi savaşta yaptıkları katliamlardan dolayı Boşnaklar'dan özür diledi. Ve son olarak bu süreç 25 Nisan'da İstanbul üçlü zirvesinde iyice olgunlaştı. Bundan sonra hem bölgede barışa ve işbirliğine dayalı bir ilişkiler sistemi işleyecek hem de Türkiye ile Sırbistan ilişkileri hızla normalleşecek. Ayrıca bu gelişmeler beraberinde Bosna'nın NATO üyeliğinin ve yine Sırbistan ve Bosna Hersek'in AB üyeliğinin kapısını aralayacak. Bu tarihi gelişmeleri kim ne kadar izliyor bilmiyorum ama bildiğim bir şey var: Bu kadar önemli bir başarıyı iktidar partisi dahi yeterince Türk halkına anlatamadı. Bizim muhalefet zaten negatif muhalefet yapmaktan bu işlere zaman ayırmaz ve böylesine önemli, tarihsel gelişmeler halkın gündeminin uzağından geçip gider.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA