Uzun yıllardır siyaseti ve siyasetçileri izleyen biriyim. Kafamda ideal siyasetçi tipolojisine dair belli kriterler oluştu. İstikrar, bilgi ve birikim, değerlere sadakat, uzlaşma ve pozitif düşünme kabiliyeti gibi başlıkları siyasetçiyi ölçme ve değerlendirme kriterleri olarak kullandık. TBMM'nin 25. Başkanı Cemil Çiçek bu kriterlerin tamamına uygun bir siyasetçi olarak görevine başladı. Ben kişisel saygımdan dolayı Cemil Çiçek'in Meclis Başkanı olmasına elbette çok sevindim. Ancak, bu gelişmeye tüm Türkiye'nin, en başta da her görüşten siyasi partinin sevinmesi gerekir. Çünkü millet iradesinin temsil makamı olan TBMM'nin başında gerçek bir milli irade adamı, tavizsiz bir demokrat, iyi yetişmiş bir devlet adamı var. Bir önceki Başkan Mehmet Ali Şahin başarılı bir başkanlık dönemi geçirdi. İnanıyorum ki Cemil Çiçek TBMM'nin saygınlık ve etkinliğini artıracak bir döneme imzasını atacaktır.
***
Cemil Çiçek vatan, demokrasi ve değerlerimiz konusunda sağlam bir siyasi duruşa sahip bir insan. Ama aynı zamanda siyasi zekası ile en karmaşık problemlere çözümler geliştirebilen bir siyasetçi. Bunun yanı sıra güvenilen ve itibar edilen bir şahsiyet. Öyle olduğu içindir ki onun Meclis Başkanlığı'na herkesimden insan, başta CHP, olumlu bakmıştır. Hani kul sıkışmayınca Hızır yetişmez derler ya, Cemil Bey tam zamanında Meclis Başkanı oldu. Bugün Meclis yapay da olsa, çok can sıkıcı bir kriz yaşıyor. Adına yemin krizi denilen olay, nereden bakarsanız bakın yapay bir krizdir, ancak psikolojik eşiği çok yüksek bir niteliğe sahiptir. Karşılıklı restleşmelerin yarattığı inat havası Meclis'i daha çalışmadan örselemeye başlamıştır. İşte şimdi yukarıda belirttiği niteliklere sahip, yüksek vasıflı bir devlet adamı olan Cemil Çiçek'in yaratıcı bir formülle sorunu çözmesi gerekiyor. Sanırım Cemil Çiçek'in geliştireceği bir formül, çok sıkışmış olan CHP tarafından da değerlendirilecektir.
***
Bu arada bir başka gerçeğe dikkat çekmek istiyorum. Cemil Çiçek'in Meclis Başkanı olması elbette Başbakan Erdoğan'ın isteğiyle gerçekleşti. Başbakan Erdoğan bir yandan boykotçulara verip veriştiriyor ve onlara hiçbir kapı aralamayacağını gösteriyor, diğer yandan Cemil Çiçek'i Meclis Başkanı yapıyor. Bu çelişkiyi nasıl izah edeceğiz? Hayır, burada hiçbir çelişki yok, Başbakan Erdoğan verdiği görüntünün tam aksine yemin krizinin aşılmasını istiyor. Cemil Çiçek'i Meclis Başkanlığı'na taşımasının altındaki tek düşünce budur. Bir yandan CHP'yi yakalamışken burnunu biraz sürtüyor, hemen ardından bu sorunu çözsün diye Cemil Çiçek'in Meclis Başkanı olmasının önünü açıyor. Zira bu sorun sadece Meclis'te çözülebilir ve ancak Cemil Bey gibi uzlaşma sanatını bilen yüksek gradolu bir siyasetçi tarafından çözülebilir.
Dolayısıyla, Cemil Çiçek'in TBMM Başkanı olması siyasetin normalleşmesi konusunda atılmış acil bir adımdır şeklinde düşünmek hiç de yanlış olmaz.
Ne olursa olsun Cemil Çiçek, TBMM Başkanlığı'na çok yakışmıştır.