Her gelen yeni yıl şüphesiz içimizdeki umutları artırarak geliyor. Her konuda beklenti düzeyimiz yükseliyor. 2012 yılının bu ilk gününde yine umutlarımızı koruyarak ve tabii hayata hep pozitif bakarak gerçekçi değerlendirmeler yapmalıyız. Ben hemen şunu söyleyeyim: 2012 zor bir yıl olacak. Bütün göstergeler bize bunu söylüyor. Onun için vatandaşlarıma en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: 2012'de kesinlikle ayağınızı yorganınıza göre uzatın. Yine mutlaka tasarruf yapın, küçükte olsa bunu yapın. Lüks harcama kalemlerinizi yeniden gözden geçirin. Mesela 2012'de işinizi gören bir cep telefonu varken yeni modeliyle değiştirmekten kaçının. Basit gibi görünen bu temkinlilik inanın 2012'yi sizin için daha az üzüleceğiniz bir yıl haline getirecektir.
***
Şimdi, 2012'de bizi bekleyen muhtemel gelişmelere ve problem alanlarına genel bir bakış fırlatmak yerinde olacak. 2012'de bana göre açıklığa kavuşması her şeyden daha öneli olan husus Başbakan'ın sağlık durumudur. Şu anda bildiklerimiz sevindiricidir, ancak sokakta müthiş senaryolar uçuşuyor ve bunlar etkili de oluyor. Bu konunun her şeyden daha önemli olduğunu şu geçtiğimiz ayda gördük. Başbakan tek başına sistemin işleyiş garantisi haline gelmiştir ve bu her şeyi bir anda kırılgan bir hale koymaktadır. İkinci önemli mesele şüphesiz yine Kürt meselesi. Yılın son günlerinde bu mesele yeniden başa döndürüldü. Hükümet yeni bir demokratik açılım paketi üzerinde çalıştığını açıklamışken 2012'nin Kürt meselesi yılı olacağını gösteren olaylar art arda geldi. Önce PKK'lı politikacı kadın Leyla Zana, "Bize demokrasi yetmez, biz devlet isteriz" deyiverdi. Ardından PKK'nın partisinin başındaki çocuk, Şırnak'ta kaçakçıların yanlışlıkla vurulduğu olayı kastederek, "Kürtler ve Türkler ayrılmışlardır" sözleriyle aynı bölücü anlayışı sergiledi. Bakalım bu korkunç sorumsuzluk örnekleri bizi yeni yılda nereye götürecek. Diğer taraftan sistem sorunlarımızın çözümü için ümit bağladığımız yeni anayasa meselesi de pek ümit verir nitelikte ilerlemiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse yeni anayasa konusunda gayretle çalışan sadece TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i görüyorum. Ancak olayların geliştiği yön dikkate alınırsa onun gayretlerinin yeni anayasa yapımı konusunda yeterli ilerleyişi sağlamayacağı görülür.
***
İki konu aynı zamanda yeni yılı bekleyen sorun alanları: Birincisi yazımın girişindeki uyarılarımın sebebini teşkil eden ekonomik durum. Bugüne kadar ekonomi konusunda dünyanın en parlak uygulamalarını gerçekleştirmiş olan Türkiye 2012'de sarsıcı-yıkıcı sorunlar beklememekle birlikte hayli zorlanacak. Allah'tan son on yıllık hükümet uygulamalarının kuruduğu sağlam finans yapısı ve üretim eksenli bir ekonomik omurgamız var da bu alandaki tehditleri kolayca savuşturabiliyoruz artık. Ama yine de ekonomide çok çok dikkat.
Diğer problem alanı ise dış politika. Kabul edelim bu alan Türkiye için her şeyin iyi başladığı ama yaşanan olaylar ve tarihi gelişmelerle birlikte fırsatlar kadar tehdit ve zorlukların da arttığı bir alan haline geldi. Türkiye'nin çok dikkatli adımlar atması gerekiyor. Çok şükür ki dünya ve bölge için yeni bir Türkiye algısı oluşmuştur. Bu gelişmelere yön veren güçlü Türkiye'dir. Ancak bu alandaki bir yanlış adım, bir hatalı karar başımıza yüz yıl uğraşacağımız gaileler açabilir.
Avrupa ile ilişkilerimiz 2012'de de tatsız tuzsuz bir ilişki olarak devam edecek.
Yine de Allah'tan ülkemiz için iyilikler dilemeye devam edelim.