ODA TV davasından tutuklu yargılanan gazetecilerin bir kısmı dün tahliye edildiler. Bu gelişme toplumun birçok kesiminde belirli bir sevinç yarattı. Bunun nedeni, gazetecilerin tutukluluk halinin başından beri kamu vicdanında rahatsızlık yaratmasıdır.
Bu tahliyeler nereden bakarsanız bakın hayırlı olmuştur.
İnsani sebepleri bir yana bırakırsak, bir kere, gazetecilerin tutukluluk halinin yargılandıkları davanın ve diğer iki Silivri davasının kamuoyunun zihninde bir takım tereddütlere yol açtığını hep birlikte gördük.
Bu tahliyeler Ergenekon ve Balyoz davalarının yine kendi mecrasında devam etmesine katkıda bulunacaktır ki, bu başlı başına önemli bir meseledir.
Diğer taraftan, gazetecilerin tutukluluk hali Türkiye'nin yükselen olumlu imajına oldukça zarar verdi. Uluslar arası kamuoyunda, Türkiye'deki gazetecilerin güvenliğine ve ifade özgürlüğüne dair bir kuşku oluştu. Bu tahliyeler bu yanlış ve haksız algının ortadan kalkması bakımından da hayırlı olmuştur.
BALBAY'A ÖZGÜRLÜK
Ben, başta Mustafa Balbay ve dün tahliye olan gazetecilerin hiçbirinin masum olmadığına inanan birisiyim. Okuduklarımdan, izlediklerimden çıkardığım sonuç odur ki, bu arkadaşlar birtakım darbeci süreçlere kalemleriyle destek vermişlerdir.
Mustafa Balbay bunu daha da ileri götürmüş, askeri şahıslarla 'iş tutmuş'tur. Bunları özgürlüğüne kavuştuktan sonra yazarız. Ancak, bu işlerdeki rolü bakımından düşündüğümüz zaman adalet duygusu onun daha fazla cezaevinde kalmamasını zorunlu kılıyor.
Ayrıca Balbay, serbest bir seçimde millet tarafından seçilmiş bir milletvekili. Onu millet durumunu bilerek seçti. Balbay'ın cezaevinde kaldığı her saniye millet iradesine hakarettir. Ben başından beri hem Balbay'ın hem de diğer tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmalarını savundum; demokrasiye inandığım için.
O nedenle, "Mustafa Balbay'a, İzmir milletvekilimize özgürlük" diyoruz!
'ŞIK' DAVRANMADI
Tahliye olan gazetecilerden ikisi tanınmış oldukları için ön plana çıktı. Nedim Şener ve Ahmet Şık meslektaşlarının da yoğun ilgisiyle açıklamalarda bulundular.
Nedim Şener, ağırbaşlı, sakin, mantıklı ve son derece seviyeli değerlendirmeler yaptı. Mahkemenin adil olduğunu, hakimlerin gerçeklerin ortaya çıkması için çaba gösterdiğini ve kendilerine herhangi bir baskı uygulanmadığını anlattı.
Ahmet Şık'a gelince: Tam bir provokatör gibi davrandı. Mahkemeyi tehdit etti. Hakimlerin ve savcıların cezaevine gireceğini söyledi, cemaate tehditler savurdu. Bir bakıma bu tavrıyla niye bir senedir içeride yattığını da gösterdi.
Ahmet Şık dün alenen toplumu kışkırtıcı açıklamalarda bulundu.
Nedim Şener'le arasındaki kalite farkını da tüm Türkiye izledi.