Hep yazdık, PKK işi taşeronluğa dökmüştür.
Beşar Esat'tan aldığı ihaleyi hayata geçirmeye çalışıyor.
Olan biteni anlamada bir sorun yok, ancak şöyle bir sorun var:
PKK bizi zaten beklediğimiz yerden vuruyor. Şu anda ortaya koyduğu ve kesinlikle stratejik amaçlı eylemler için Hakkari en elverişli yer. Zaten son on yılda 200'ün üzerinde askerimiz şehit olmuş bu bölgede.
PKK'nın en son oynadığı oyun büyük oyundu ve iki gün önce yazdım ki kesin olarak bir taşeronluk işiydi.
500 kişiyle saldırdılar. Amaçları Şemdinli'yi kurtarılmış bölge ilan edip Türkiye'nin Suriye üzerinde yarattığı baskıyı ortadan kaldırmak.
Ancak bu grup şu anda kıskaca alındı ve açıkçası imha ediliyor. PKK bu gruptan arta kalanları kurtarmak için karakollara saldırıyor.
Şehitler vermeye devam ediyoruz.
Şehit sayımızdan daha çok PKK'lı imha ediyor güvenlik güçlerimiz.
Ama ne fayda, bir Mehmetçiğin saçının teline değişilmez o köpeklerin tamamının canı.
***
Şimdi sakin olma, akıllı olma ve arkasından da hızlı davranma zamanı.
Aciz aklımla bu ülkenin güvenlik bürokrasisine bir tavsiyem olacak.
Bu saldırılar oluyor ama ortaya da bir birine bağlı iki sonuç çıkıyor ki, bunu iyi değerlendirmek gerekiyor:
Bir, PKK'nın son saldırıları kendi destekçileri tarafından dahi hoş karşılanmadı. Ortada kendi halkı için savaşan bir örgüt yok, bir başka devlet için cinayet işleyen bir örgüt var. Bu durum halka iyi anlatılmalıdır.
İki, başka bir devlet adına Türkiye'ye saldıran bir örgüt artık Kürt sorununun bir parçası filan değildir, kesin bir düşmandır ve behemehal her türlü imkan ve vasıta ile imhası zaruridir.
Bunun demokratikleşmeyle veya açılım politikaları ile hiçbir ilgisi olmadığı gibi bu politikaların kaderi de bizim bu konudaki kararlılığımıza ve başarımıza bağlıdır.
***
Şimdi...
PKK dediğimiz örgüt harekat kabiliyeti yüksek, kurnaz bir örgüttür.
Son dönemlerde bazı yabancı ülke ordularından kurmay yardımı aldığı da biliniyor.
Zaten saldırılarında o kurmay planlaması görünüyor.
Ancak PKK dediğimiz örgüt, eninde sonunda, bir "kıro" takımıdır.
Mesela onlar Türkiye'nin dikkatini Şemdinli'ye odaklamak, orada oyalamak istiyorlar.
Ama bu arada kendileri de Şemdinli'ye odaklı hale geliyorlar.
İşte tam bu anda, hemen, bu iki merkezin odağını değiştirmek, onları en az bekledikleri yerden vurmak, canlarını yakmak gerekiyor.
Türkiye bunu yapabilir mi?
Bana göre yapar.
Ne yapacağını, nasıl yapacağını ben bilemem ama bu ülkenin MİT'ine, ordusuna, hükümetine üç bin yıl önce Çinli stratejist SunTzu'nun söylediği "düşmanını en az beklediği yerden vuracaksın" ilkesini hatırlatıyorum.